Gebelik Takip Ve Doğum

Hafta Hafta Gebelik Takibi İstanbul 2024

Gebelik takibinin temel amacı, anne adayının sağlığını korumak ve sağlıklı bir bebek dünyaya getirmeyi sağlamaktır. Gebelik takibi, gebeliğin tanısı konulduğu andan itibaren başlar ve hamilelik boyunca devam eder. Bu süreç, anne ve bebek sağlığını izlemek ve olası riskleri belirlemek için önemlidir. Gebelik takibi, tıbbi kontroller, testler ve danışmanlık hizmetleri gibi bir dizi aşamaları olan bir süreçtir.

Gebelik Takibi Nedir?

Gebelik takibi, gebelik sürecinin sağlıklı ilerlemesini sağlamak amacıyla bir kadın doğum uzmanı tarafından yürütülen düzenli kontrollerin ve testlerin yapılması ile ilerler. Bu süreçte, anne adayının sağlığı, bebeğin gelişimi ve potansiyel riskler yakından izlenir.

Gebelik takibi, anne ve bebek sağlığı açısından büyük öneme sahiptir. Bu süreç boyunca doktorlar, anne adayının ve bebeğin sağlığını yakından izler, risk faktörlerini belirler ve gerektiğinde tedavi veya önerilerde bulunurlar. Gebelik takibi, sağlıklı bir gebelik ve sağlıklı bir doğum için kritik bir adımdır.

Gebelikte Her Hafta da Neler Olur?

1.Hafta:

Adet kanamanızın başlangıcı, aylık döngünüzün bir parçası olarak kabul edilir ve eğer bu ay hamilelik gerçekleşmezse, bu son adet kanaması olarak kaydedilir. Bu sayede, olası bir hamilelik durumunda gebeliğin başlangıcını daha net bir şekilde takip edebilirsiniz.

İlk adet kanamasının başladığı gün, eğer bu ay hamilelik olmazsa, olası bir hamilelik durumunda gebeliğin ilk haftası olarak hesaplanır. Bu hesaplama, tıbbi gebelik haftası hesaplamalarında kullanılır. Tıbbi açıdan gebelik haftaları, son adet tarihinin ilk gününe göre hesaplanır. Bu hesaplama, hamilelik takibi, testlerin yapılması ve anne adayı ile bebeğin değişen sağlık durumlarının izlenmesi için temel bir referans noktası sağlar. Gebelik süresi, son adetin başlangıcından itibaren yaklaşık olarak 40 hafta sürer ve bu süre, muhtemel doğum tarihinin hesaplanmasında kullanılır. Bu hesaplama yöntemi, gebelik sürecinin izlenmesi ve yönetilmesi için önemlidir.

2. Hafta:

Anne adayının vücudu şu anki aşamada büyük değişikliklere hazırlanmaktadır. Yumurtalıklarda yumurta hücresi gelişimi devam etmektedir. Aynı zamanda, anne rahminin iç yüzeyinde rahim zarında kalınlaşma başlamıştır. Bu kalınlaşma, döllenme gerçekleştikten sonra oluşacak embriyonun anne rahmine rahatça tutunmasını sağlamak amacıyla gerçekleşir.

Genellikle her adet döneminde sadece bir yumurta büyür ve çatlar. Ancak bazı anne adaylarında birden fazla yumurta gelişebilir. Bu durumda, ikiz veya üçüz gebelikler gibi çoklu gebeliklerin olasılığı artar. Çoğul gebelikler, birden fazla yumurtanın döllenmesi veya bir yumurtanın bölünmesi sonucu oluşabilir. Bu durum, anne adayının genetik yapısına ve vücut özelliklerine bağlı olarak değişebilir.

Bu dönemde anne adayının vücudu, gebeliğe hazırlanmaktadır ve her adet döneminde gerçekleşen bu süreçler, sağlıklı bir gebeliğin başlangıcını oluşturur. Yumurta hücresinin gelişimi ve rahim zarının kalınlaşması, bebeğin anne rahmine sağlamca tutunmasını ve sağlıklı bir şekilde gelişmesini destekler. Bu nedenle, bu süreçlerin düzenli ve sağlıklı bir şekilde ilerlemesi, bir anne adayının sağlıklı bir gebeliğe başlangıcını temsil eder.

3. Hafta:

Adet döneminizin başlamasına bir hafta kala, şu an gebeliğinizin 3. haftasındasınız ve bu dönemde vücudunuzda son derece önemli bir olay gerçekleşmektedir. Bir sperm hücresi, yumurtanızın dış kabuğundan içeri girerek döllenmeyi başarmıştır. Biyolojik olarak bakıldığında, bu an döllenmenin yaşamın başlangıcı olarak kabul edildiği zamandır. Döllenmeyi gerçekleştiren sperm hücresi, eşey kromozomunu taşır; X kromozomu taşıyorsa bebeğiniz kız, Y kromozomu taşıyorsa bebeğiniz erkek olacaktır.

Döllenme sonrası 2. gününde, yumurta etrafındaki koruyucu hücreler yok olur, ancak dış kabuk hala embriyoyu korumaya devam eder ve yanlışlıkla tüp içinde yerleşmesini önlemek için yolculuk sırasında embriyoyu korur.

Döllenmeden 3 gün sonra, embriyo hala fallop tüplerinde bulunur ve bu aşamada 12-16 hücreden oluşan bir top şeklinde gelişir. Döllenmeden 4 gün sonra, bu hücre küresi tüp yolculuğunu tamamlayarak rahme ulaşır ve burada daha fazla gelişmeye başlar. Döllenmeden 5 gün sonra ise embriyo rahime tutunur ve burada büyümeye devam eder.

Anne adayı olarak, bu dönemde genellikle herhangi bir fiziksel veya ruhsal değişiklik hissetmezsiniz. Ancak bazen implantasyon (rahime tutunma) sırasında hafif bir lekelenme şeklinde kanama meydana gelebilir. Vücudunuz, bebeğin sağlıklı bir şekilde gelişmesini desteklemek için bu önemli süreci başlatmıştır ve bu sürecin sağlıklı bir şekilde ilerlemesi, sağlıklı bir gebeliğin başlangıcını temsil eder.

4. Hafta:

Adet döneminizin geciktiğini fark ettiniz. Tebrikler!

Döllenmeden yaklaşık 8 gün sonra, plasentadan üretilen hCG (human chorionic gonadotropin) adı verilen bir hormon, kana salgılanmaya ve seviyeleri yükselmeye başlar. Bu hormon, kanda ve idrarda tespit edilebilir ve gebelik testleri, kanda veya idrarda bu hormonu saptamayı mümkün kılar. Embriyo rahim içine yerleştikten sonra, gelişimini burada sürdürür. Yaklaşık 10 gün sonra, bebeğin kalp atışları başlar.

Anne adayı olarak, bu dönemde bazı fizyolojik ve duygusal değişiklikler yaşayabilirsiniz. Bu belirtiler genellikle adet öncesi dönemle benzerlik gösterir. Adet gecikmesi, adet dönemi belirtileri gibi hissedebilirsiniz, hatta lekelenme tarzı hafif kanama yaşayabilirsiniz. Ayrıca baş ağrısı, bel ağrısı, ruh hali değişiklikleri (sinirlilik, aşırı duygusallık, hassasiyet), halsizlik, yorgunluk ve göğüslerde hassasiyet gibi belirtiler de görülebilir.

Bu dönemde vücudunuzda gerçekleşen değişiklikler, gebeliğin ilk belirtileri olabilir. Adet gecikmesi ve bu belirtiler, bir hamilelik belirtisi olabileceği gibi, her bireyde farklılık gösterebilir. Gebelik belirtilerinin netleşmesi için bir gebelik testi yapmayı düşünebilirsiniz.

Hamilelik sürecinde neden baş ağrır? Bu konu hakkında bilgi edinmek için buraya tıklayabilirsiniz!

5. Hafta:

Bu hafta, bebeğimiz rahim içindeki yuvasında rahatça yerleşmiş durumda ve büyümeye hızla devam ediyor. Şu an yaklaşık olarak bir susam tanesi kadar büyük. Bu dönemde, bebeğin kalbi odacıklara ayrılıp atmayı ve kan pompalamayı başlayacak, bu muazzam bir gelişmedir. Ayrıca gebelik kesesi, ultrason ile görülebilir hale gelir, ancak bebek kalp atışlarının duyulması için bir hafta daha beklemek gerekebilir. Bu aşamada bebeğin boyutu yaklaşık olarak 1.5-2 mm civarındadır.

Bebeğin sağlıklı gelişimi için gerekli olan oksijen ve besin maddelerini taşıyacak olan göbek bağı da oluşmaya başlamıştır. Ayrıca bu haftanın sonunda, bebeğin kan hücreleri oluşmuş ve bu hücreler arasında kan damarları oluşmaya başlamıştır.

Anne adayları bu dönemde çeşitli belirtiler yaşayabilirler. Sık idrara çıkma, sık acıkma, yorgunluk, halsizlik, uykuya eğilim, göğüslerde dolgunluk ve hassasiyet, bulantı ve kusma gibi belirtiler görülebilir. Ayrıca yiyeceklere olan ilgi değişebilir. Bu belirtiler her anne adayında farklı şekillerde ortaya çıkabilir ve gebelik sürecinin doğal bir parçasıdır.

6. Hafta:

Artık boyu 4-6 mm uzunluğunda olan fetusün kalp atışları artık ultrasonla görülebilir ve duyulabilir hale gelir. Bebeklerin kalbi, biz yetişkinlere göre oldukça hızlı bir hızla, genellikle 100 atımın üzerinde dakikada atar. Bu dönemde bebekte karaciğer, mide ve pankreas gibi önemli iç organların oluşumu başlar. Bununla birlikte, en karmaşık gelişen sistemlerden biri merkezi sinir sistemidir. 1. günün sonunda, embryo C şeklini almıştır ve yüz ile boyu oluşturacak olan kıvrımlar belirgin bir şekilde görülür. Ayrıca kalpdeki karıncık ve kulakçıkları ayıracak olan septalar bu dönemde belirmeye başlar ve kalp kapakçıkları da gelişmeye başlar. Ayrıca sindirim sistemini oluşturacak olan hücreler, karaciğer, mide ve pankreas gibi organları üretmek üzere farklılaşmaya başlarlar.

Anne adayları bu dönemde bazı belirtiler yaşayabilirler. Özellikle sabah mide bulantıları sıkça görülür. Bu bulantıları hafifletmek için yataktan kalkmadan önce biraz ekmek, kraker veya galeta gibi hafif atıştırmalıklar tüketebilirsiniz. Sık sık ve azar azar beslenmek, aşırı su içmekten kaçınmak da mide bulantılarını hafifletebilir. Ayrıca kokulara karşı hassasiyet ve toleranssızlık artabilir. Sigara içmek, parfüm kullanmak gibi yoğun kokular rahatsız edebilir. Bu nedenle evde sigara içilmemeli ve keskin kokulu parfümlerden kaçınılmalıdır.

Bu dönemde yapılan en büyük hata, anne adayını aşırı beslemeye zorlamaktır. Bu, bazen anne adayının kendisine, bazen de eşler veya aile büyükleri tarafından yapılabilir. Ancak gereksizdir. Anne adayı istediği yiyeceği tüketebilir ve sadece tüketilmemesi gereken gıdalara dikkat etmelidir. Sağlıklı ve dengeli beslenme, bu dönemde hem anne hem de bebeğin sağlığı için önemlidir.

Normal doğum hakkında bilgi edinmek için buraya tıklayabilirsiniz!

7. Hafta:

Bu haftanın sonunda, bebeğinizin boyu yaklaşık bir fasulye tanesi kadar olacaktır. Fasulyenin üst kısmında göz oluşumu başlarken, biraz daha aşağıda bulunan küçük çukurluklar kulakların temelini atmaya başlar. Orta kısımda ise ağızın şekillenmeye başladığı görülür.

Bu dönemde, bebeğin kol ve bacakları da çıkıntı şeklinde belirmeye başlar. İlk olarak kolların ardından bacaklara ait çıkıntılar belirginleşir. Bebeğin kan dolaşımı bu aşamada başlamıştır ve akciğer gelişimi devam etmektedir. Ayrıca safra kesesi, mide, bağırsaklar ve pankreas gibi iç organlar da hala gelişmeye devam etmektedir.

Anne adayları bu dönemde kilo değişiklikleri yaşayabilirler. 1-2 kilo alınabilir veya verilebilir, her iki durum da normaldir. Gebeliğin erken belirtileri yavaşça azalmaya başlar, ancak bulantı ve kusma gibi şikayetler artabilir. Bu rahatsızlıklar genellikle sabah erken saatlerde daha fazla hissedilir.

Bebeğin kalp atışları saptandıktan sonra, gebeliğin başlangıcında yapılması gereken kan ve idrar testleri yapılır. Bazı testler için aç karna olmak gerekebilir. Bu testler, hem anne hem de bebeğin sağlığını izlemek ve gerektiğinde müdahale etmek için önemlidir.

8. Hafta:

Bu hafta bebeğinizin hareketleri başlamış olsa da, bu hareketleri hissetmek için daha 8-10 hafta beklemeniz gerekecek. Embryonun ilk hareketleri genellikle kendiliğinden meydana gelen seğirme ve refleks hareketlerdir. Örneğin, bebeğin ağız kenarına hafifçe dokunulduğunda, refleks olarak başını çekebilir. Ayrıca gövdesini kendi ekseninde hareket ettirmesi de sıkça görülen bir harekettir. Anne karnındaki bu hareketler, bebeğin kemik ve eklem gelişimi için önemlidir.

1.haftada bebeğin beyin ve kafası hızla büyümeye devam eder. Alt çene belirginleşmeye başlar, omurilik gelişimini sürdürür. Üst damak farklılaşır, burun oluşur ve yemek borusu nefes borusundan ayrılır. Ayrıca kalp içindeki kapakçıklar fark edilmeye başlar ve kalpte 4 odacık bulunur. Akciğerler ve böbrekler oluşmaya başlar, ancak kollar henüz silindirik şekilde uzamaktadır ve eller ile parmaklar henüz tam olarak gelişmemiştir. Bacaklar ise biraz daha geç belirginleşecektir.

Anne adayları bu dönemde bazı fiziksel değişiklikler yaşayabilirler. Örneğin, belirgin bir kilo artışı olmasa da memeler büyümeye başlar ve dolgunluk ve hassasiyet hissedilebilir. Mide içeriğinin yemek borusuna kaçması sonucu yanma hissi olabilir. Rahimdeki hızlı büyüme zaman zaman karın kramplarına neden olabilir. Ayrıca ciltte yağlanma ve sivilcelenme görülebilir. Bu dönemde cilt güneşe karşı daha hassas olabilir, bu nedenle yaz aylarında güneşten koruyucu kremler kullanılması önerilir.

9. Hafta:

Bu dönemde bebeğinizde önemli gelişmeler yaşanıyor. Kıkırdak ve kemik dokuları oluşmaya başlıyor, barsaklar göbek kordonu içinden karın boşluğuna doğru göç etmeye başlıyorlar. Beyin hala en büyük organdır ve ağız boşluğu oluşumu gözle görülebilir hale gelir. Kulak kepçesi farklılaşırken, gözde retina daha belirgin hale gelebilir ve göz kapakları fark edilebilir. Burun delikleri belirginleşir ve koku almaya yarayan sinir oluşur. Yemek borusu uzar ve kalpten çıkan kan iki ayrı yönde pompalanmaya başlar. İnce barsaklar uzar, böbrek oluşumu tamamlanır ve ilk kez idrar üretmeye başlar. İlkel cinsiyet hücreleri oluşmaya başlar, ancak hala cinsiyet kesin olarak belirlenmemiştir. Bebeğin el ve dirseği belirginleşirken, bacaklarda sinir iletimi başlar ve bebek, içinde yüzdüğü sıvının içinde hafif hareketler yapmaya başlar.

Anne adaylarında ise ikinci adet dönemi gecikmiştir. Memeler büyümeye başlar ve dolgunluk ve hassasiyet hissedilebilir. Bulantı, kusma, halsizlik ve yorgunluk gibi belirtiler devam ediyorsa, artık son 2 haftayı biraz daha sabırla geçirmeniz gerekecektir. Bebeğinizin gelişimi hızla ilerlerken, sizin de vücudunuz bu büyük değişikliklere ayak uydurmaya çalışıyor.

10. Hafta:

Bu haftanın sonunda bebeğinizin boyu yaklaşık 27-35 mm civarında ve tıbbi olarak bu aşamadan itibaren artık “fetus” olarak adlandırılır. Bu dönemde bebeğinizin dirsek, diz ve parmakları gelişmeye başlar, tırnaklar oluşur ve sadece size özgü olan parmak izleri oluşmaya başlar.

Ağız ve kulak oluşumu tamamlanırken, göz kapakları hızla oluşur ve birleşerek kapanır. Gözler 10. haftada tamamen kapalıdır ve 26. haftaya kadar bu şekilde kalır. 14. haftada gözler hareket etmeye başlar, 20-22. haftada bebek REM uykusu uyumaya başlar. 26. haftada gözler açılır ve 27. haftada renkli ve siyah beyaz görme yeteneğini sağlayan hücreler farklılaşır. 28. haftada gözyaşı üretimi başlar ve 29. haftada gözbebeklerinde ışık refleksi gelişir. Bu dönemde bebeğin genital bölgesi de gelişmeye başlar, bu nedenle ultrasonda cinsiyetin yanlışlıkla algılanması mümkün olabilir.

Anne adaylarında duygu durumunda dalgalanmalar sıkça görülür. Kendinizi zaman zaman melankolik, zaman zaman çok mutlu hissedebilirsiniz, bu duygu değişiklikleri oldukça normaldir. Ayrıca, hem bebeğinizin dişleri hem de kendi diş etlerinizin sağlığı için yeterli miktarda flor aldığınızdan emin olmalısınız. Kan hacminiz arttığı için cildinize yakın toplardamarlarda koyulaşmalar fark edebilirsiniz, özellikle bacaklar ve memelerde bu belirgin olabilir. Ayrıca kilonuz artmaya başladığı için bulantı ve kusmaların azalmaya başlaması bu dönemlerde beklenebilir.

11. Hafta:

Artık büyümekte olan fetüs, yaklaşık olarak 3-5 santimetre boyundadır ve gebeliğin en kritik dönemi sona ermiştir. Bu haftada bebeğin beyni hızla büyümeye devam eder ve fetüsün boyunun yarısı kafadan oluşur. Böbrekler artık idrar üretmeye başladığı için içinde yüzdüğü amniyon sıvısının miktarı da artmaya başlar.

Deri tabakaları oluşmaya başladıkça, iç organlar artık dışarıdan görünmez hale gelir. İlk kıl folikülleri kaşlar ve ağız çevresinde görünmeye başlar. Sinir hücreleri arasındaki sinapslar, beyin dış kabuğunda tamamen oluşarak organize sinir iletimini başlatır.

Bebeğiniz bu dönemde başparmağını emmeye başlar ve amnion sıvısını yutmaya başlar. Aynı zamanda nesneleri kavrama yeteneğine sahiptir, başını öne ve arkaya eğebilir, çenesini açıp kapayabilir, dilini hareket ettirebilir, gerinebilir ve iç çekme hareketi yapabilir. Bu küçük hareketler o kadar nazik ve estetik ki su balesini anımsatır.

Bu haftada yüz, avuç içi ve ayak tabanındaki duyu reseptörleri, hafif dokunmalara tepki verebilir hale gelir. Ayak tabanına hafif bir dokunuşla kalça ve dizini oynatabilir, parmaklarını kıvırabilir.

Anne adayında ise rahim bir greyfurt büyüklüğüne ulaşmıştır ve bulantılar azalmış, iştah artmıştır.

12. Hafta:

Bebeğinizin boyu yaklaşık olarak 5-6 cm (baş-popo mesafesi) veya 9-11 cm (baş-ayak mesafesi) civarındadır ve ağırlığı yaklaşık 14-20 gramdır. Bu dönemde yüzü daha belirgin hale gelmiş, kulaklar başın her iki yanında bulunmaktadır.

Karaciğer, tiroid, pankreas ve safra yolları işlevine başlamış, bebek içinde bulunduğu amnion sıvısının yaklaşık 50 ml olduğu bir döneme gelinmiştir. Ses telleri bu haftalarda oluşumunu tamamlar, kıl kökleri ve tırnaklar gelişirken bazı kemiklerde sertleşme başlar.

Bu hafta, bebeğin ense kalınlığı ölçümü ve ikili test için ideal bir zamandır. Genetik hastalıklardan Down sendromu (Mongolizm) ve kalıtsal kalp hastalıkları gibi durumlar için gebeliğin 11. haftasından itibaren bebeğin ense bölgesinde sıvı birikimi meydana gelir. Bu sıvı birikimi, kalıcı bir durum değildir ve testlerle değerlendirilir.

13. Hafta:

Bebeğinizin yüz hatları bu haftada daha da belirginleşir. Gözler, kafanın yan taraflarından ortaya doğru hareket ederler. Bebeğiniz şu anda yaklaşık 6-8 cm boyunda ve ortalama 20-30 gram ağırlığındadır.

Bu dönemde bebeğiniz genellikle bacaklarını kullanarak zıplar ve kollarını hareket ettirir. Amniyon sıvısı artık bebeğinizin akciğerlerinde dolaşmaya başlamış, bu da akciğer gelişimi için önemlidir. Plasenta, bebeğin eşi olarak işlev görmeye başlamıştır.

Vajinal ultrason ile bebeğin cinsiyeti saptanabilir, ancak kesin bir bilgi için çoğu zaman 1-2 hafta daha beklemek daha sağlıklıdır. Bu hafta aynı zamanda ilk trimesterin son haftasıdır, gebeliğin ilerleyen dönemlerine adım atmaktayız.

Anne adayında, gebeliğin erken bulguları ve yarattığı şikayetler genellikle azalmıştır. Rahim büyüdükçe gerilir ve bu durum hafif kasık ağrısı şeklinde hissedilebilir. Hormonlar ciltte değişikliklere neden olabilir, özellikle yüz ve boyunda lekelenmeler olabilir, buna “gebelik maskesi” denir. Bu durum geçicidir ve doğum sonrasında düzelir. Güneşe maruz kalmaktan kaçınılmalı veya yüksek koruma faktörlü kremler kullanılmalıdır.

Karın büyümeye başladığı için giysiler dar gelmeye başlayabilir, bu nedenle gebelik kıyafetleri satın almak iyi bir fikirdir. Karın büyüdükçe cildi nemli tutmak için çatlak önleyici kremler kullanılabilir. Ayrıca, dengeli ve sağlıklı beslenme ile egzersiz bu dönemden itibaren önem kazanır.

Ektopik gebelik hakkında bilgi edinmek için buraya tıklayabilirsiniz!

14. Hafta:

Bu hafta anne adayları için bazı olumlu değişiklikler görülmeye başlar. Bulantı ve kusma gibi şikayetler azalır, kokulara karşı hassasiyet azalır. Ayrıca bebeğin organ oluşumu tamamlanmış ve düşük riski azalmıştır.

Bebek, bu dönemde ellerini daha fazla hareket ettirmeye başlar. Ortalama olarak 20-25 gram ağırlığında ve 10-14 cm boyundadır. Daha önceki haftalarda yolk kesecikten beslenirken, bu haftadan itibaren tamamen annesinin plasenta adı verilen eşi ile beslenmeye başlar. Bu nedenle anne adaylarındaki uyku ve yorgunluk hali genellikle azalır.

Plasenta genellikle rahmin üst bölgelerine yerleşir ve buradan bebek için gerekli besinleri, oksijeni ve temiz hava alır. Maddeler yine buradan anne vücuduna aktarılır.

Anne adaylarında bu dönemde dikkate alınması gereken bazı sorunlar ortaya çıkabilir. Genital akıntılar artabilir, ancak sarı, beyaz ve kokusuz akıntılar genellikle normaldir. Ancak yeşil, kahverengi, kötü kokulu veya ağrılı akıntılar durumunda doktora başvurulmalıdır.

Tansiyon düşmesi nedeniyle baş dönmeleri ve halsizlik görülebilir. Bu nedenle yeterli sıvı tüketmek önemlidir ve bu aynı zamanda kabızlığa karşı da koruma sağlar. Bulantıların azalması ile iştah artabilir ve anne adayları sık sık mutfağı ziyaret etmeye başlayabilirler. Bu dönemde anne adaylarının kendilerini iyi hissetmeleri nedeniyle cinsel ilişki için engel olmamaktadır.

15. Hafta:

Bu haftadan itibaren bebeğin kafası üzerinde “lanugo” adı verilen ince ve ipeksi tüyler belirmeye başlar. Ancak bu tüyler genellikle ultrasonda zor görülebilir. Ayrıca bebek bu dönemde ellerini daha rahat hareket ettirdiği için zaman zaman parmağını emdiği gözlenebilir.

Anne adayındaki değişiklikler ise belirgin bir şekilde devam etmektedir. Anne karnı oldukça büyümüş ve bu dönemde araç kullanılacaksa veya ön koltukta seyahat edilecekse, emniyet kemerinin alt kayışı ile vücut arasına küçük bir yastık koymak faydalı olabilir. Ayrıca meme ucu bölgesinden sıvı akışı görülebilir, bu durum normaldir ve meme ucu sıkılmamalıdır.

16. Hafta:

Bebeğinizin boyu şimdi yaklaşık 14-16 cm arasında ve ağırlığı 120 gramdır. Bu hafta ultrason altında bebeğin hıçkırdığı gözlemlenebilir, bu da solunumun başlama işaretlerinden biridir. Ayrıca bebeğin ışık refleksi bu dönemde ortaya çıkar.

Bebeğin cinsiyeti bu haftada genellikle açıklığa kavuşur. İyi bir ultrason cihazı ve deneyimli bir göz, 16. haftada bebeğin cinsiyetini büyük bir olasılıkla saptayabilir. Ancak bazı durumlarda 12-14. haftalarda da cinsiyet görülebilir.

Ayrıca bu haftada Down sendromu açısından önemli olan üçlü tarama testi yapılabilir. Bu test için ideal zaman aralığı 16-20. haftalardır.

Anne adayındaki değişikliklere gelince, eğer daha önce bir gebelik yaşadıysanız, bu haftalarda bebek hareketlerini hissetmeye başlayabilirsiniz. Hareketler, haftalar ilerledikçe artan kas gücü ve sinir koordinasyonu ile daha da belirgin hale gelecektir. Ancak eğer ilk gebeliğinizi yaşıyorsanız, bebek hareketlerini 21. haftaya kadar hissetmeyebilirsiniz.

17. Hafta:

Bu hafta bebeğiniz yaklaşık olarak 15-18 cm boyunda ve 180-200 gram ağırlığındadır. Ultrasonda bebeğin hareketlerinin daha belirgin hale geldiği ve sertleştiği gözlenebilir. Bebeğin tüm organ sistemleri bu dönemde fonksiyoneldir. Ayrıca içinde yüzdüğü amniyon sıvısını akciğerlerine çekmekte ve geri vermektedir, bu da ilkel bir solunum hareketidir. Bebeğin doğum sonrası normal nefes alıp verme sistemlerinin olgunlaşması için bu ilkel soluma hareketi gereklidir.

Anne adayında ise bu haftaya kadar 2-4 kilo arasında kilo alınması normaldir. Bu dönemde midede ekşime ve yanma gibi yakınmalar görülebilir. Reflü adı verilen bu rahatsızlığı önlemek için bazı önlemler alınabilir. Bunlar arasında kafein, acı, ekşi ve yağlı gıdaların tüketilmemesi, yemek sonrası hemen uzanmamak, gece yatmadan önce 1-2 saat boyunca süt, meyve suyu ve asitli gıdaların tüketilmemesi gibi önlemler yer alır. Eğer gerekliyse, doktorunuz ilaç tedavisi önerebilir.

18. Hafta:

Bu hafta bebeğiniz yaklaşık olarak 17-21 cm uzunluğunda ve ortalama 190-220 gram ağırlığındadır. Kas ve sinir sisteminde gelişme süreci bu dönemde hız kazanır, bu nedenle ultrasonda daha fazla hareketli olarak izlenir. Bebeğin kemik yapısı hala baskındır, bu yüzden 3D ve 4D ultrason görüntülerinde hala “uzaylı” gibi görünebilir. Bu haftada dişler oluşmaya başlar ve annesinin vücudundaki sesleri duymaya başlar. Özellikle kapı çarpması, fren sesi gibi şiddetli seslere tepki verebilir.

Anne adayı için dikkat edilmesi gereken iki önemli konu bulunmaktadır. İlk olarak, annedeki kilo artışı denge merkezini değiştirebilir, bu nedenle bel ağrıları oluşabilir ve düşme riski artar. Bu nedenle yüksek topuklu ayakkabılar giyilmemelidir. Düz, ortopedik olmayan ayakkabılardan kaçınılmalıdır. Alçak topuklu ve ortopedik spor ayakkabılar tercih edilmelidir. Raf üzerine uzanmaktan kaçınılmalı ve gerektiğinde eğilirken bel yerine dizler kullanılmalıdır. Ortopedik yataklar tercih edilmelidir. Otururken beli destekleyen yastıklar kullanılmalıdır. Ayrıca, aşırı kilo alımını önlemek ve doğum kaslarını güçlendirmek için dengeli beslenmeye ve düzenli egzersiz yapmaya özen gösterilmelidir.

19. Hafta:

Bu hafta bebeğiniz yaklaşık olarak 18-20 cm boyunda ve 230-270 gram ağırlığındadır. Bebeğin cildi verniks caseosa adı verilen yağlı bir madde ile kaplanmıştır. Bu madde, bebeğin cildini hamilelik boyunca içinde bulunduğu sıvının olumsuz etkilerine karşı korur. Ayrıca, doğum sırasında bebeğin doğum kanalında ilerlemesini kolaylaştırır ve doğum sonrası dönemde bebeğin cildini mikroplara karşı korur. 26. haftada, bebek annenin sesini ayırt edebilir, bu nedenle onunla konuşmak, şarkı söylemek veya okuma yapmak, bebek için harika bir deneyim olabilir.

Anne adayı olarak eski kıyafetlerinizin artık üzerinize olmadığını fark edebilirsiniz. Bu nedenle gebelik kıyafetlerini kullanmanın tamamen normal olduğunu unutmayın. Ayrıca, memelerinizdeki areola adı verilen kahverengi bölgenin büyüdüğünü fark edebilirsiniz. Bu durum, hamilelik sırasında yaygın bir değişikliktir ve doğumdan sonraki aylarda da devam edebilir.

Hızlı kilo artışına bağlı olarak göğüs, karın ve bacak bölgelerinde kalıcı cilt çatlakları oluşabilir. Bunları önlemek için çatlak önleyici kremler kullanabilirsiniz, ancak unutmayın ki genetik faktörler en önemli etkenlerden biridir. Çatlakları önlemek için dikkat etmeniz gerekenler şunlar olabilir:

  • Aşırı kilo almamaya çalışın.
  • Dengeli bir beslenme programı izleyin ve antioksidan içeren yiyecekleri tercih edin. Ayrıca yeterince sıvı alımına dikkat edin.
  • Düzenli olarak egzersiz yapın, günde en az yarım saat.
  • Kremler konusunda, bebe yağları veya içeriği bilinen nemlendirici kremleri tercih edebilirsiniz. Bu kremleri düzenli olarak karın, göğüs ve bacak bölgelerinize uygulamak faydalı olabilir.

Ayrıca bazı annelerde göbek deliği çevresinde koyu renk değişiklikleri görülebilir. Bu durum normal bir fizyolojik değişiklik olabilir ve genellikle hamilelik sonrası dönemde düzelir.

20. Hafta:

Bu hafta, gebelik serüveninizin tam ortasına geldiniz. Bebeğiniz artık daha sık yutma hareketleri yaparak sindirim sistemini alıştırıyor. Uyku ve uyanıklık dönemleri artık daha belirgin hale gelmeye başladı. Bebek, tüm uyku evrelerini yaşamaya başladı ve bu haftada yaklaşık olarak 250-350 gram ağırlığında ve 18-20 cm boyundadır.

Bebek, göz kapaklarını zaman zaman açıp kapatarak anne ve babasına göz kırpmaya başlar ve bu, onun görme yeteneğinin geliştiğini gösterir. Ayrıca, bebekte işitme, görme ve dokunma duyuları bu dönemde aktif hale gelir.

Anne adayının rahmi göbek deliği hizasına kadar yükselmiştir. Bu dönemde bacaklarda kramplar görülebilir, ve bu tür krampların tedavisinde magnezyum takviyeleri faydalı olabilir. Bebeğin hareketleri artık daha belirgin bir şekilde hissedilebilir.

Bu süreçte bebeğinizin gelişimi hızla devam ediyor ve sizinle daha fazla etkileşime girebiliyor. Hamilelik serüveninizin keyfini çıkarın ve sağlıklı bir gebelik dönemi geçirmenin tadını çıkarın.

21. Hafta:

Bebeğiniz artık gebeliğin geri kalan kısmında büyümek ve kilo almak için hazır hale geliyor. Düzenli olarak amniyon sıvısını içerek besleniyor, su ihtiyacını karşılıyor, idrarını yapıyor ve şu anda su yerine sıvı olan amniyon sıvısı ile solunum yapıyor. Bu amniyon sıvısı havuzu, kendini 3 saatte bir yenileyerek bebeğin ihtiyaçlarını karşılıyor.

Bebekteki gelişmeler hız kesmeden devam ediyor. Kaşları ve göz kapakları artık daha belirgin hale geliyor. Göz kapakları henüz kapalı olsa da göz kürelerini içeride hareket ettirebiliyorlar.

Anne adayları için, artan kan dolaşımı nedeniyle özellikle uzun süre ayakta kalan gebelerde akşamları ayaklarda şişmeler görülebilir. Bu normal bir durumdur. Ayakları hafifçe yükselterek dinlenmek ve gerektiğinde oturarak dinlenmek bu sorunu hafifletebilir. Ayrıca, gün boyunca bol su içmek şişmeyi azaltmaya yardımcı olabilir. Tansiyon takibini ihmal etmemek önemlidir ve en azından haftada bir kez tansiyon ölçümü yaptırmak faydalıdır.

Diyafram kasının uterus tarafından sıkıştırılması nedeniyle nefes darlığı veya çabuk nefes nefese kalma gibi sorunlar yaşanabilir. Bu, gebelik sürecinin normal bir parçasıdır ve ilerleyen haftalarda daha da artabilir.

Ayrıca, Sağlık Bakanlığı’nın önerisi doğrultusunda tetanos aşısının yapılması gerektiğini unutmayın. Bu aşı, anne adayları için güvenli bir aşıdır ve gebeliğin 20. haftasından sonra ücretsiz olarak yapılabilir. Bu aşının yapılması, anne ve bebek sağlığı için önemlidir. Gebelik öncesi ve sonrası aşı takvimine uygun olarak bu aşıyı yaptırmanız önerilir.

22. Hafta:

Bu hafta, bebeğin gelişimi hızla devam ediyor. El ve ayak tırnakları neredeyse tamamen oluşmuş durumda ve tüm organ sistemleri daha özelleşmiş ve fonksiyonel bir hale gelmiştir. Bebeğin ağırlığı yaklaşık 500 gramdır ve boyu ise 22-25 cm civarındadır.

Bu dönemde, bebeğin yapısal bir sorunu olup olmadığını veya genetik bir hastalığın belirtilerinin varlığını araştırmak için ayrıntılı bir Ultrason veya Tarama Ultrasonu yapılması önerilmektedir. Bu tarama testleri, bebeğin sağlığı ve gelişimi hakkında önemli bilgiler sağlayabilir ve gerektiğinde tedbir alınmasına olanak tanır. Anne adayının düzenli prenatal bakım ve kontrolleri bu dönemde daha da önemlidir.

23. Hafta:

Bebeğiniz artık tamamen minyatür bir insan görünümündedir. Kulak içinde yer alan minik kemikler tamamen sertleşmiş olduğu için bebek çok iyi duyabilir. Dudakları iyice belirginleşir, ultrasonografide gülümsemesi fark edilebilir. Boyu 17-18 santimetre kadar olmuş ve kilosu yaklaşık 600 gram civarındadır. Gözleri tamamen gelişmiş olsa da renkli kısmı olan iris henüz pigmentlenmediği için göz rengi belli değildir.

Anne adayı olarak, sizde yavaş ama sürekli bir kilo artışı gözlemlenebilir. Bebeğin anne rahminin büyümesiyle birlikte damarlarda genişlemeler meydana gelebilir, bu da bacaklarda ve genital bölgede varis veya hemoroid (basur) sorunlarına neden olabilir.

Bu dönemde bebeğin büyümesiyle birlikte kan yapımı artar ve anne vücudu doğuma hazırlık yapar, bu nedenle kan depolamaya başlar. Kan üretimi için gereken temel madde demirdir, ve doğal olarak kırmızı et, tavuk ve yumurta sarısında bulunur. Bu nedenle demir ilaçları genellikle bu haftalarda başlanır. Bu ilaçların yemeklerden yarım saat önce veya 2 saat sonra taze sıkılmış portakal suyu ile alınması etkisini artırabilir.

Demir tedavisi bazı yan etkilere yol açabilir, bu yan etkiler arasında kabızlık, büyük abdest renginde değişiklik ve mide barsak sorunları bulunabilir. Bu haftalarda anne adaylarında kabızlık sorunu görülebilir ve bitkisel tedavilerle çözüm aranabilir. Ayrıca bol sıvı tüketmek de kabızlığı önlemeye yardımcı olabilir.

24. Hafta:

24 haftalık bir fetus 650-700 gram ağırlığa ulaşmıştır. Bu haftada bebeğin akciğer içindeki damar yapıları olgunlaşır. Hemen hemen bütün organları artık fonksiyonel olarak görev yapabilmektedir. Bu hafta, gebelik sürecindeki önemli bir dönemeç olan viabilite sınırı olarak kabul edilir. Viabilite, annesine bağımlı olmadan, annenin vücudu dışında yaşamını sürdürebilme yeteneğini ifade eder. Ancak, fetusun viabilitesi her zaman pratikte gerçekleşmeyebilir. Bebeğin yaşamasını sağlamak için solunum, sindirim, vücut ısısını koruma gibi yaşamsal fonksiyonların dikkatli bir şekilde desteklenmesi ve enfeksiyonlardan korunması gereklidir.

Anne adayı olarak, bu dönemde diş eti kanamaları gözlemlenebilir. Bebeğin büyümesi ile mide ve barsaklara olan baskı arttığı için mide ekşimesi, yanma, şişkinlik gibi sorunlar yaşanabilir. Bu genellikle yanlış beslenme alışkanlıklarıyla ilişkilendirilir.

Ayrıca, bu haftalarda anne adaylarında gizli şeker hastalığı (gestasyonel diyabet) olup olmadığının araştırılması önemlidir. Anne adayında gizli şeker hastalığı varsa, bu bebek üzerinde olumsuz etkilere neden olabilir. Bu durumda, anne adayının kan şekerini düzenli olarak takip etmesi, uygun diyet, egzersiz ve gerektiğinde insülin tedavisi alması önemlidir. Gebelik diyabeti saptanan anne adayları, doğum sonrası dönemde de kan şekerlerini izlemeli ve gerektiğinde tedaviye devam etmelidir.

Gebelik diyabeti olan anne adaylarında bebekler genellikle iri doğarlar, ancak dış dünyaya uyumları sorunlu olabilir ve yoğun bakım ünitesinde izlenmeleri gerekebilir. Bu nedenle gebelik diyabetinin erken teşhis edilmesi ve tedavi edilmesi önemlidir. Gebelik diyabeti araştırması için yapılan testler arasında 50 gr şeker yükleme testi ve gerektiğinde 100 gr şeker yükleme testi bulunur. Bu testler sonuçlarına göre diyet önerileri veya endokrin doktoruna yönlendirme yapılır.

25. Hafta:

Bu haftanın önemli bir olayı, bebeğin tat duyusunun büyük ölçüde gelişmiş olmasıdır. Ayrıca, bebeğin süt dişlerinin de gelişmeye başladığı bu dönemde, cildi hala ince ve kırılgandır. Ancak vücudu orantılı bir şekilde dolarken cilt altı yağ dokuları olgunlaşır. Rahim içinde kapladığı alan azalmaya başlar ve bu da bebeğin hareket etmek için daha az boş alanının kaldığı anlamına gelir, bu nedenle bebeğin hareketleri daha sert hissedilir.

Anne adayları bu dönemde yorgunluk hissi yaşayabilirler, bu gebeliğin normal bir yakınmasıdır. Aynı zamanda gözlerin ışığa karşı daha duyarlı hale geldiğini fark edebilirsiniz, çünkü gebelikle birlikte göz kuruluğu sıkça görülen bir sorundur. Büyüyen rahim ve dolaşımın bozulması nedeniyle bacaklarda ve belde ağrılar olabilir. Bazı anne adaylarında ise el parmaklarında ağrılar görülebilir.

26. Hafta:

Bu hafta bebeğinizin ortalama ağırlığı 800-900 gram ve boyu 27-30 cm’dir. Bebeğinizin akciğer gelişimi bu dönemde önem kazanır. Akciğerlerde hava değişimini sağlayan alveol adı verilen hava kesecikleri oluşmaya başlar ve surfaktan adı verilen madde üretilir. Bu, erken doğması durumunda bile bebeğinizin yaşama şansının arttığı anlamına gelir. Bazı araştırmalar, 26 haftalık bebeklerin beyin dalgalarının dokunmaya tepki verdiğini göstermektedir.

Anne adaylarında bu dönemde bel ağrıları artabilir. Aşırı kilo almaktan kaçınılmalı ve yürüyüş, yüzme, pilates gibi egzersizlere devam edilmelidir. Bu egzersizler sırasında rahatsızlık hissediyorsanız veya herhangi bir sağlık sorunu yaşıyorsanız, bir sağlık profesyoneli ile görüşmek önemlidir.

27. Hafta:

Bebeğinizin ağırlığı 900-950 gram ve boyu yaklaşık 30-33 cm’e ulaşmış durumda. Bu dönemde bebeğiniz sese daha fazla tepki vermeye başlar. Hıçkırıklarını bile net bir şekilde ayırt edebilirsiniz. Hıçkırık, bebeğinizin kas-sinir sistemi organizasyonunun geliştiğini gösteren olumlu bir işarettir. Bu hıçkırıklar sizi endişelendirmemelidir.

Bu haftada doğarsa, bebeğinizin yaşama şansı %85’e kadar çıkacaktır. Ancak tamamen bağımsız yaşayabilecek fonksiyonlarını henüz tamamlamadığı için yeni doğan yoğun bakım gerektirebilir ve oksijen desteği alabilir.

Bir ilginç bilgi de bebeğinizin doğduğunda sahip olduğu tat alma tomurcuklarının büyüdükçe azalacağıdır. Bebekler, sadece koklayarak annesinin veya başka birinin sütünü ayırt edebilirler.

Anne adayları bu dönemlerde sıkça uykusuzluk yaşayabilirler. Endişeler ve bilinç altında yaşanan kaygılar uykusuzluğa neden olabilir. Uykuya dalma zorluğu da sık görülebilir. Kan basıncınızı takip etmek de önemlidir. Doktorunuz düzenli olarak tansiyonunuzu kontrol edecektir, ancak kendi takibinizi de yapmak faydalı olabilir.

Son olarak, bu dönemde bebeğinizi daha iyi gözlemlemek için ultrason incelemeleri artık bebeği kısım kısım göstermektedir çünkü bebek büyüdükçe bütün olarak görülmesi zorlaşır. Gebeliğin ikinci trimesteri tamamlanmıştır ve yolculuğun büyük bir kısmı geride kalmıştır.

28. Hafta:

Bebeğiniz şu anda hayati organ gelişimlerini tamamlama ve son rötuşları yapma aşamasında. Gözlerinde kirpikler belirmeye başladı ve hatta gözlerini kırpmaya bile başladı. Artık gözyaşı üretebilme yeteneğine sahip. Kemikler daha belirgin hale gelmiş olsa da hala biraz yumuşaklar.

Bebeğinizin görme duyusu geliştikçe, rahimden yansıtılan ışığa tepki verebilir hale geliyor. Bu nedenle güneşlendiğinizde bebeğinizin hareketlerini daha iyi hissedebilirsiniz. Emme ve yutma yetenekleri de artık iyice gelişmiş durumda. Vücut yağ oranı ise şu an için %2-3 seviyelerindedir.

Anne adaylarında ikinci dönemin kolaylıkları yavaşça azalmaya başlar. Özellikle akılda tutulması gereken bir nokta, gebeliğin 28. haftasından itibaren doktor raporu olmadan uçamayacağınızdır ve bu raporlar genellikle 1 hafta süreyle geçerlidir. Ayrıca, 36. haftadan itibaren anne adayları genellikle uçağa alınmazlar. Dolayısıyla uçuş planları yapmadan önce bu hususları göz önünde bulundurmanız önemlidir.

Anne adaylarında kasık ağrısı, bel ağrısı, nefes darlığı, mide yanması, varis ve hemoroid gibi şikayetler bu dönemde ortaya çıkabilir ve doğuma kadar artarak devam edebilir. Ayrıca, bu dönemden itibaren anne adaylarının karşılaşabileceği riskler arttığı için doktor kontrolleri daha sık hale gelir. Bu nedenle onbeş günde bir, on günde bir ve son döneme yaklaştıkça haftalık kontroller önerilir.

29. Hafta:

Bebeğiniz doğum gününe hazırlanmaya devam ediyor. Kafası ile gövdesi arasındaki oran artık normale daha yakın bir halde. Ayrıca kendi vücut ısısını ayarlayabilme yeteneğine sahip hale geldi. Kemik iliği, sürekli olarak kırmızı kan hücreleri yani alyuvarlar üretmeye devam ediyor. Gözleri de artık hareket etmeye başladılar. Bu arada unutmayın ki, zaman zaman içinizde aniden bir hareket hissederseniz şaşırmayın ve korkmayın çünkü bebeğiniz hıçkırıyor.

Anne adayları için de bazı önemli noktalara dikkat etmek önemlidir. Bebeğe giden kan akımı, sırt üstü yattığınızda azalabilir, bu nedenle yan pozisyonda yatmanız bebeğiniz için çok önemlidir. Sağ veya sol yan pozisyon mümkün olsa da, sol tarafa yatmak genellikle tercih edilir. Gece boyunca sağdan sola veya soldan sağa dönmek bebeğe zarar vermez.

Bu haftadan itibaren anne adayları, haftada birkaç kez istirahatten sonra tansiyon ölçtürmelidirler. Eğer yüksek tansiyon (130/80 veya üzeri) saptanırsa, doktora başvurmak önemlidir. Çünkü yüksek tansiyon, gebelik zehirlenmesi olarak da bilinen preeklampsi hastalığının belirtilerini gösterebilir. Bu belirtiler arasında yüz ve vücudun üst kısmında ani şişlik, sabahları ense bölgesinde ağrı ve görme bulanıklığı bulunur. Bu belirtilerle karşılaştığınızda, hemen tansiyonunuzu ölçtürmelisiniz.

30. Hafta:

Bebeğiniz artık ortalama olarak 1200-1400 gram ağırlığında ve yaklaşık 36-40 cm uzunluğundadır. Bebeğin cildini kaplayan ve lanugo adı verilen ince tüyler yavaş yavaş kaybolmaya başlarken, el ve ayak tırnakları ise uzamaya devam ediyor. Artık bebeğiniz etrafındaki dünyanın farkına varmaya başlar. Rahim içi genellikle karanlık gibi düşünülse de, anne adayının bulunduğu çevreye bağlı olarak aydınlık veya karanlık olabilir ve bebek bu farkı algılayabilir.

Anne adayları için önemli bir not, mevcut kanunlara göre ikiz, üçüz gibi çoklu gebeliklerde olan anne adaylarının 30. haftadan itibaren doğum öncesi 10 hafta izin kullanabileceğidir. Bu durumda, erken doğum riski nedeniyle doktorlar genellikle bu haftalardan sonra istirahati önerirler.

Bu dönemde anne adaylarında uyku problemleri daha sık görülebilir. Uykusuzluk ve mide yanmaları yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir, bu nedenle doktorunuzdan yardım istemek önemlidir. Ayrıca rahimde özellikle akşamları düzensiz olarak üç-dört saatte bir kasılmalar ve sertleşmeler hissedebilirsiniz, bu normal rahim aktiviteleridir ve endişelenmeye gerek yoktur.

Bu haftalarda anne adayları genellikle hamilelikten sıkılmaya başlarlar. Uykusuzluk ve mide yanmaları sık görülen problemlerdir. Ayrıca zaman zaman kasık ağrıları veya kasılmalar hissedebilirsiniz. Bu durumlar genellikle normaldir ancak herhangi bir endişeniz varsa doktorunuzla paylaşmalısınız.

31. Hafta:

Bebeğiniz şu anda yaklaşık olarak 1400-1500 gram ağırlığında ve 38-42 cm uzunluğundadır. Bebeğin sinir sistemi ve akciğer gelişimi hızla devam etmektedir. Her geçen gün anne karnında geçirdiği süre, doğduğunda hayatta kalma şansını arttırır ve yoğun bakım ihtiyacını azaltır. Bu nedenle bu dönemde bebeğin gelişimi oldukça önemlidir.

Bebeğiniz artık kilo almaya hızla devam ediyor ve yanakları dolmaya başladı. Başını sağa sola oynatabilir ve vücudu, kolları ve bacakları tombullaşıyor. Cilt altı yağ dokusu biriktikçe, bebeğiniz daha da sevimli hale geliyor.

Anne adayları için önemli bir konu, bebeğin hareketlerini hissetmektir. Her bebek farklıdır ve hareketlilik durumu da farklılık gösterebilir. Bebeğinizin hareketlerini takip etmek, bebeğin iyi olduğunun bir göstergesidir. Ancak her bebeğin hareketleri farklıdır, bu nedenle bebeğinizin alışkanlıklarını ve hareketlerini gözlemlemek önemlidir. Herhangi bir anormallik hissettiğinizde doktorunuzla iletişime geçmelisiniz.

Bebeğinizin hareketleriyle ilgili endişelenen bir diğer konu, anne hareket ettikçe bebeğin sıkışıp rahatsız olmasıdır. Bu nedenle sol yan pozisyonu önerilir, çünkü bu pozisyon bebeğin hareket etmesini artırır. Yan yatış bebeğin kan akımını artırır ve oksijenlenmesini iyileştirir. Bu nedenle bebeğiniz daha aktif olabilir.

Bebeğiniz bu haftada daha hareketli hale gelebilir. 30-32. haftalar, bebeğin en aktif olduğu dönemlerdir. Bu dönemde amniyon sıvısı miktarı arttığı için bebeğin hareket etmesi daha rahattır. Ancak daha sonra sıvı miktarı sabit kalacak, ancak bebeğiniz büyümeye devam edeceği için rahimi daralacaktır.

Bu haftalarda anne adaylarına bebeğin doğum çantasını hazırlamaları önerilir. Bu çanta içinde hem anne adayının hem de bebeğin ihtiyacı olabilecek kıyafetler ve eşyalar bulunmalıdır. Ayrıca bebeğin büyümesi ile nefes darlığı gibi sorunlar yaşanabilir. Bu, doğuma kadar sürecek normal bir sürecin işaretidir, ancak herhangi bir rahatsızlık hissi varsa doktorunuzla iletişime geçmelisiniz.

32. Hafta:

Bebeğiniz bu haftada doğarsa, solunum desteği gerekebilir, ancak yaşama tutunma olasılığı oldukça yüksektir. Bebeğiniz şu anda nefes alıp verme çalışmalarını hızlandırıyor, bu da doğduğunda ilk nefesi alabilmesi için bir hazırlık niteliğindedir. Henüz amniyon sıvısını içine çekerek bu alıştırmayı yapsa da doğduğunda bu işi havayla yapmaya başlayacaktır. Bazen ultrason sırasında bebeğin solunum hareketini yakalayabiliriz ve bazen de bebeğin durumunu değerlendirmek için uyguladığımız biyofizik profil testinin önemli bir parçası olan solunum hareketini izleriz.

Bebeğinizin tüm duyuları artık gelişmiş durumda ve yaşama hazır. Bu dönemde anneler haftada yaklaşık 350-400 gram kilo alabilirler, ancak bu alınan kilonun yarısı bebeğe gitmektedir. Bebek, doğum kilosunun yaklaşık 1/3 ila 1/2’sini son 7 haftada alır.

Bebeğinizin tırnakları tamamen oluşmuş durumda ve saçları da seyrek de olsa görülebilir. Cilt artık daha yumuşak bir dokuya sahiptir ve rengi pembeleşmiştir. Bu haftalar, bebeğinizin son hazırlıklarını yaparak doğum için hazır hale geldiği kritik dönemlerdir.

Gebelik takiplerini yürütmemiz için İstanbul Küçükçekmece‘de bulunan Kliniğimizi ziyaret edebilirsiniz.

Daha fazla bilgi almak için yeni yazılarımızı buradan okuyabilirsiniz!

Dr. İrem Yengel

Merhaba, ben Op. Dr. Irem Yengel. Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı olarak uzmanlık alanımı sürdürüyorum. Türkiye'nin önde gelen tıp fakültelerinden birinde eğitim aldım ve uzun yıllardır bu alanda deneyim sahibiyim. Tüp bebek tedavileri, labioplasti ve genital estetik konularında da uzmanlıklarım mevcuttur.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu