Epidural Doğum (Prenses) Nedir?

Epidural doğum, halk arasında “prenses doğum” olarak adlandırılan, doğum sancısını büyük ölçüde azaltan ve anneye daha konforlu bir doğum deneyimi sunan özel bir doğum yöntemidir. Bu yöntemde uygulanan epidural anestezi, doğum eylemi sırasında, ister normal doğum ister sezaryen olsun, bel bölgesinden verilen ilaçlarla ağrı duyusunun azaltılmasını veya tamamen ortadan kaldırılmasını sağlar. Böylece anne, bilinci açık bir şekilde süreci takip ederken, şiddetli ağrı hissi yaşamadan doğum yapma imkânına kavuşur.

Epidural anestezi sırasında, bel bölgesindeki epidural aralığa ince bir kateter yerleştirilir ve bu kateter üzerinden verilen ilaçlar, ağrı iletimini sağlayan sinir yollarını geçici olarak bloke eder. Anne rahim kasılmalarını ve bebeğin doğum kanalında ilerlemesini baskı ya da hafif bir gerilme şeklinde hissedebilir, ancak klasik doğum sancısı seviyesinde bir ağrı genellikle oluşmaz. Bu nedenle epidural anestezi ile gerçekleştirilen doğumlar, hem ağrı kontrolü hem de annenin aktif katılımını mümkün kılması açısından “prenses doğum” olarak da ifade edilmektedir.

Doğum sürecinin hem anne hem de bebek açısından güvenli, kontrollü ve mümkün olduğunca konforlu ilerlemesi için epidural doğum seçeneğinin gebeliğin ilerleyen haftalarında kadın doğum uzmanı ve anestezi ekibi ile birlikte değerlendirilmesi önemlidir. Siz de prenses doğum (epidural doğum) hakkında detaylı bilgi almak, sizin için uygun olup olmadığını öğrenmek ve doğum planınızı uzman eşliğinde güvenle oluşturmak istiyorsanız, Op. Dr. İrem Yengel ile iletişime geçebilirsiniz.

Prenses Doğum (Epidural Doğum) Nedir ?

Prenses doğum, tıpta “epidural doğum” olarak adlandırılan ve doğum sancısını büyük ölçüde azaltmayı hedefleyen konforlu bir doğum yöntemidir. Bu yöntemde uygulanan epidural anestezi, doğum eylemi sırasında, ister normal doğum ister sezaryen olsun, bel bölgesindeki sinirlerin ağrı iletimini geçici olarak azaltır. Böylece anne adayı bilinci tamamen açıkken, bebeğinin doğumuna eşlik eder ancak klasik doğum sancılarını ya hiç hissetmez ya da çok daha hafif düzeyde hisseder. Ağrısız ya da minimum ağrılı doğum imkânı sunduğu için, epidural anestezi ile gerçekleştirilen doğumlar halk arasında “prenses doğum” olarak da anılmaktadır.

epidural dogum nedir

Prenses Doğum (Epidural Doğum) Nasıl Olur?

Prenses doğum, hem vajinal (normal) doğumda hem de sezaryen operasyonlarında kullanılabilen bir yöntemdir. Normal doğum planlandığında, bel bölgesine ince bir kateter aracılığıyla lokal anestezik ilaç verilir. Bu sayede belden aşağı bölgedeki ağrı hissi azalır, rahim kasılmaları baskı veya gerginlik şeklinde hissedilir ancak şiddetli ağrı genellikle oluşmaz. Anne adayı bu süreçte uyanıktır, çevresini görür, sağlık ekibiyle iletişim kurabilir ve bebeğinin dünyaya geliş anına aktif olarak tanıklık eder.

Sezaryen doğumlarda ise epidural anestezi, ameliyat öncesinde uygulanır. Yine aynı bölgesel anestezi tekniğiyle belden aşağı hissiyat kontrol altına alınır, operasyon boyunca ağrı duyusu engellenirken annenin bilinci açık kalır. Böylece anne, bebeğinin doğduğu anı görebilir, sesini duyabilir ve doğum deneyimine duygusal olarak dahil olabilir.

Normal doğumda epidural anestezinin uygulandığı zamanlama kritik öneme sahiptir. Genellikle rahim ağzı açıklığının belirli bir seviyeye ulaştığı, düzenli ve aktif doğum sancılarının başladığı dönem beklenir. Bu aşamadan sonra epidural anestezi uygulanır ve süreç, anne adayı için çok daha konforlu hale gelir.

Prenses Doğum (Epidural Doğum) Ne Zaman Yaptırılabilir?

Eğer prenses doğum, vajinal (normal) doğum şeklinde planlanıyorsa, epidural anestezi aktif doğum evresinde uygulanır. Yani rahim ağzı açıklığının belli bir genişliğe ulaştığı, doğum sancılarının düzenli hale geldiği ve doğum eyleminin yerleştiği dönemde epidural kateter takılır ve ilaç verilmeye başlanır. Bu noktadan sonra anne adayı doğum kasılmalarını yoğun ağrı olmaksızın hisseder, rahim açılması ve bebeğin doğum kanalında ilerlemesi daha tolere edilebilir bir hale gelir.

Sezaryenle planlanan doğumlarda ise epidural anestezi, ameliyat öncesi hazırlık aşamasında uygulanır. Doğum şekliniz, sağlık durumunuz ve gebeliğinizin seyrine göre prenses doğumun sizin için uygun olup olmadığı mutlaka kadın doğum uzmanı ve anestezi ekibi tarafından değerlendirilmelidir.

Herkes Epidural Doğum Yaptırabilir mi?

Prenses doğum olarak da bilinen epidural doğum, her anne adayı için uygun bir yöntem olmayabilir. Epidural anestezi uygulanmadan önce mutlaka detaylı bir değerlendirme yapılmalı, annenin genel sağlık durumu, kan değerleri ve varsa mevcut hastalıkları göz önünde bulundurulmalıdır. Bazı durumlarda epidural anestezi tıbben sakıncalı olabilir veya hiç uygulanmaması gerekir.

Genel olarak aşağıdaki durumlarda epidural doğum (epidural anestezi) uygun görülmeyebilir:

  • Epidural iğnesinin yapılacağı bel bölgesinde enfeksiyon veya ciddi cilt sorunu olan anne adaylarında epidural anestezi tercih edilmez.
  • Nörolojik hastalık şüphesi veya mevcut nörolojik hastalığı bulunan kişilerde, sinir sistemi üzerine etkiler nedeniyle epidural anestezi uygulanması uygun olmayabilir.
  • Trombosit (pıhtılaşma hücreleri) değeri düşük olan, kanın pıhtılaşma mekanizmasında bozukluk bulunan anne adaylarında, kanama riski nedeniyle epidural doğum önerilmez.
  • Ciddi kan kaybı yaşayan ya da yoğun kanaması olan anne adaylarında, dolaşım ve tansiyon dengesi bozulabileceği için epidural anesteziden kaçınılabilir.
  • Aşırı kanama, sıvı kaybı veya diğer nedenlere bağlı belirgin tansiyon düşüklüğü olan kişilerde epidural doğum genellikle düşünülmez.
  • Kullanılacak lokal anestezik maddelere karşı daha önce alerji geliştiği bilinen anne adaylarında epidural anestezi yapılması sakıncalıdır.

Epidural doğumun sizin için uygun olup olmadığına, gebeliğinizi takip eden kadın doğum uzmanı ve anestezi doktoru tarafından birlikte karar verilmelidir. Bu nedenle prenses doğum planlamadan önce mutlaka bireysel değerlendirmenin yapılması büyük önem taşır.

Epidural Doğum Sırasında Neler Yaşanır?

Doğum eylemi, rahim içindeki bebeğin zamanı geldiğinde düzenli ve giderek şiddetlenen kasılmalarla doğum kanalından ilerleyerek dünyaya gelmesiyle gerçekleşir. Bu süreç temel olarak üç evrede incelenir: açılma dönemi, bebeğin doğumu (itme dönemi) ve plasentanın (eşin) ayrılması.

Açılma evresinde hissedilen ağrılar; rahmin kasılması, rahim ağzının (serviks) yavaş yavaş açılması ve doğum kanalının bebeğin geçişine hazırlanmasından kaynaklanır. Kasılmalar ritmik, sıklaşan ve şiddetli bir karakterdedir. İkinci evrede ise bebeğin başı doğum kanalından aşağı doğru ilerleyerek dışarı çıkarken, kasık bölgesi ve pelvik tabandaki yumuşak dokuları gerer. Bu da ağrının daha çok kasık ve makat çevresinde yoğun hissedilmesine neden olur.

Prenses doğum (epidural doğum) sırasında uygulanan epidural anestezi sayesinde, bu evrelerde yaşanan yoğun ağrı hissi belirgin şekilde azalır. Anne adayı rahim kasılmalarını ve bebeğin ilerleyişini daha çok basınç, gerilme veya sıkışma hissi şeklinde algılar; ancak klasik normal doğum sancılarına kıyasla çok daha konforlu bir süreç yaşar. Bilinci açıktır, sağlık ekibiyle iletişim kurabilir ve bebeğinin doğum anına aktif olarak tanıklık eder.

Epidural Doğumda Ağrıyı Azaltmak İçin Başka Yöntemler Var mıdır?

Doğum, fizyolojik ve doğal bir süreçtir; ancak bu süreçte hissedilen ağrı çoğu anne adayı için oldukça yoğun olabilir. Bu nedenle doğum ağrısını hafifletmek amacıyla epidural anestezi dışında farklı yöntemler de kullanılabilmektedir.

Ağrıyı azaltmaya yönelik olarak;

  • Nefes ve gevşeme egzersizleri,
  • Doğum öncesi eğitim ve doğuma hazırlık kursları,
  • Akupunktur, aromaterapi, masaj uygulamaları,
  • Hipnoz ve zihinsel odaklanma teknikleri,
  • Bazı sinir noktalarına lokal anestezik enjeksiyonları,
  • TENS (cilt üzerinden elektriksel uyarı) gibi yöntemler
    destekleyici olarak tercih edilebilmektedir.

Bununla birlikte, bu yöntemler çoğunlukla ağrıyı kısmen hafifletir ve her anne adayında aynı düzeyde etki göstermeyebilir. Doğum ağrısını kontrol altına almada en etkili ve en güçlü yöntem, doğru hasta seçimi ve deneyimli bir ekip eşliğinde uygulanan epidural anestezidir. Bu nedenle prenses doğum, ağrısız veya minimum ağrılı doğum hedefleyen anne adayları tarafından sıklıkla tercih edilmektedir.

Epidural Doğum Tekniği Her Normal Doğumda Uygulanabilir mi?

Epidural doğumun uygulanabilmesi için öncelikle anne adayının bu sürece bilinçli olarak katılmayı istemesi ve yöntemi kabul etmesi önemlidir. Bunun yanında gebelik ve doğum sürecine ilişkin bazı tıbbi kriterlerin de uygun olması gerekir.

Genel olarak aşağıdaki koşullar sağlandığında epidural doğum (prenses doğum) tercih edilebilir:

  • Gebelik sürecinin ciddi bir problem olmadan ilerlemiş olması,
  • Düzenli ve etkili rahim kasılmalarının başlamış olması,
  • Rahim ağzı açıklığının genellikle 3–7 cm aralığına ulaşmış olması,
  • Tekil gebelik (tek bebek) söz konusu olması,
  • Gebelik haftasının yaklaşık 38–42 hafta aralığında bulunması.

Tüm bu şartlar uygun görünse bile, epidural anestezinin uygulanıp uygulanmayacağına ilişkin nihai karar mutlaka kadın doğum uzmanı ve anestezi doktoru tarafından birlikte verilmelidir. Her anne adayının sağlık durumu, kan değerleri, eşlik eden hastalıkları ve doğumun gidişatı ayrı ayrı değerlendirilerek, prenses doğumun o kişi için güvenli ve uygun olup olmadığı belirlenmelidir.

Epidural Anestezi Nasıl Uygulanır?

Epidural yöntem, anestezi uzmanlarının en sık ve en deneyimli olduğu bölgesel anestezi tekniklerinden biridir. Uygulama öncesinde anestezi hekimi, anne adayının genel sağlık durumunu, kan değerlerini ve varsa ek hastalıklarını değerlendirir. Epidural anesteziye engel bir durum saptanmazsa, işlem basamakları, olası yan etkiler ve sürecin nasıl ilerleyeceği anne adayına ayrıntılı olarak anlatılır.

Anne adayı uygun pozisyona (genellikle yan yatar veya oturur pozisyonda, bel hafif öne eğik olacak şekilde) getirildikten sonra, iğnenin uygulanacağı bel bölgesi antiseptik solüsyonlarla temizlenir ve steril örtülerle kapatılır. Ardından girişimin yapılacağı noktadaki cilt ve cilt altı, ince bir iğne ile lokal anestezik verilerek uyuşturulur. Sonrasında özel bir epidural iğneyle omurgadaki epidural aralığa girilir ve bu alana “kateter” adı verilen ince, esnek bir tüp yerleştirilir. Kateter, flaster yardımıyla cilde sabitlenir ve ağrı kesici ilaçlar bu kateter üzerinden verilir.

İlaç uygulamasından kısa süre sonra, anne adayının doğum sancılarına bağlı ağrı hissi belirgin biçimde azalır veya tamamen ortadan kalkar. Önemli bir nokta, epidural yöntemin rahim kasılmalarını durdurmadığı; sadece ağrı algısını bloke ederek doğum sürecini daha konforlu hale getirdiğidir.

Deneyimli anestezi uzmanları tarafından uygulandığında, epidural kateter yerleştirilmesinin başarı oranı oldukça yüksektir ve ciddi yan etki görülme oranı düşüktür. Çeşitli çalışmalarda, epidural anestezi uygulanan gebelerin büyük çoğunluğunda (yaklaşık %80–85) hedeflenen ağrı kontrolünün sağlandığı, bir kısmında kısmi etki, çok az bir grupta ise beklenen yanıtın alınamadığı bildirilmiştir.

Epidural Doğum Nasıl Gerçekleştirilir?

Prenses doğum olarak da adlandırılan epidural doğumda amaç, doğumun doğal seyrini bozmadan, anne adayının ağrı hissini minimuma indirmektir. Bu nedenle epidural anestezinin doğru zamanlamayla uygulanması büyük önem taşır.

Genellikle:

  • Rahim kasılmalarının düzenli hale geldiği,
  • Rahim ağzı açıklığının yaklaşık 4 cm’ye ulaştığı,
  • Serviks incelmesinin %60–70 seviyelerine geldiği
    dönemde epidural anesteziyi başlatmak tercih edilir. Bu aşamadan önce yapılacak bir uygulama, kasılmaları zayıflatıp doğum eylemini yavaşlatabilir; çok geç kalındığında ise anne adayı şiddetli ağrı çekmiş olur ve sık gelen kasılmalar nedeniyle işlem sırasında yeterince hareketsiz kalamayabilir.

İlaç verildikten kısa süre sonra ayaklarda ve bacaklarda sıcaklık, karıncalanma ve ağırlık hissi ortaya çıkar; ardından uyuşukluk göbek seviyesine kadar yükselebilir. Epidural anestezinin uygulanması ortalama 10 dakika sürerken, ağrının belirgin şekilde azalması genellikle birkaç dakika içinde başlar. Tam etkinin hissedilmesi 10–15 dakikayı bulabilir. Doğum ilerledikçe ve ilacın etkisi azaldıkça, anestezi uzmanı gerekli gördüğü aralıklarla ek doz uygulayarak ağrı kontrolünü sürdürür.

Epidural yöntem uygulanan anne adayları, doğum sancılarını klasik anlamda “ağrı” şeklinde hissetmeyebilir; ancak rahim kasılmalarına bağlı basınç ve sıkışma hissi devam edebilir. Bu durumda doğuma eşlik eden sağlık profesyonelleri, NST cihazı ile kasılmaları monitörden izler; hangi kasılmada, ne zaman ve ne kadar ıkınması gerektiği konusunda anneyi yönlendirir. Böylece anne, ağrı yaşamadan doğuma aktif olarak katılabilir.

Epidural Doğumun Avantajları Nelerdir?

Epidural anestezi, normal doğum sürecinde etkili bir ağrı kontrolü sağlayarak hem annenin hem de bebeğin doğum deneyimini olumlu yönde etkileyen bir yöntemdir. Doğru hasta seçimi ve uzman ekip eşliğinde uygulandığında birçok önemli avantaj sunar:

  • Güçlü ve kontrollü ağrı giderimi sağlar:
    Doğum boyunca, özellikle aktif doğum evresinde hissedilen şiddetli sancıları belirgin derecede azaltır ve süreç daha konforlu hale gelir.
  • Uzun süren doğumlarda anneyi yormaz:
    Ağrının azalması sayesinde anne adayı kaslarını daha az yorar, dinlenme fırsatı bulur ve doğumun ikinci evresi olan ıkınma döneminde daha güçlü şekilde destek verebilir.
  • Pozitif doğum deneyimi sunar:
    Yoğun ağrı ve stresin geride bırakılması, anne adayının doğum sürecini korkuyla değil, daha sakin, kontrollü ve olumlu duygularla yaşamasını sağlar.
  • Anne doğuma aktif olarak katılır:
    Bilinci açık olan anne, bebeğinin gelişini izleyebilir, sağlık ekibiyle iletişim kurabilir ve doğumun her anına tanıklık edebilir.
  • Bebeğe geçen ilaç miktarı minimaldir:
    Epidural anestezi, bölgesel bir yöntem olduğu için kullanılan ilaçların sistemik dolaşıma geçişi sınırlıdır. Dolayısıyla bebeğe geçen ilaç dozu, genel anesteziye kıyasla çok daha düşüktür.
  • Gerekirse sezaryene hızlı geçiş imkânı sağlar:
    Normal doğumdan acil sezaryene geçilmesi gerektiğinde, mevcut epidural kateter üzerinden anestezi derinliği artırılabilir ve hızlı şekilde sezaryen ameliyatına başlanabilir.
  • Doğum sonrası toparlanmayı kolaylaştırır:
    Ağrısız veya az ağrılı bir doğum sonrası, anne adayı kısa sürede kendini toparlayarak bebeğini kucağına alabilir, emzirmeye daha erken ve daha konforlu başlayabilir.

Her tıbbi girişimde olduğu gibi epidural doğumun da nadir görülen risk ve yan etkileri olabilir. Bu nedenle prenses doğum (epidural doğum) kararı, anne adayının beklentileri, sağlık durumu ve gebeliğin seyri göz önünde bulundurularak, kadın doğum uzmanı ve anestezi hekimiyle birlikte verilmelidir.

Doğum Sırasında Epidural Anestezinin Etkisi Nasıldır?

Vücudumuzda hemen her bölgede, ağrıyı algılayan özel reseptörler bulunur. Bu reseptörlerin görevi; dokuya zarar verebilecek bir uyarı oluştuğunda, bu durumu sinirler aracılığıyla omuriliğe ve oradan da beyne ileterek vücudu korumaya çalışmaktır. Doğum sancıları sırasında da rahim kasılmaları ve bebeğin doğum kanalından ilerlemesi bu ağrı yollarını aktive eder ve şiddetli ağrı hissine neden olur.

Epidural anestezi uygulandığında, ağrı uyarıları rahim ve doğum kanalından omuriliğe kadar ulaşmaya devam eder; ancak bu uyarıları beyine taşıyan sinir lifleri, verilen ilaç sayesinde geçici olarak uyuşturulur. Yani ağrı sinyali omurilik düzeyinde kesintiye uğradığı için, anne adayının beyni bu ağrıyı “algılamaz” ve dolayısıyla doğum sancılarını gerçek anlamda ağrı olarak hissetmez.

Bu sayede:

  • Rahim kasılmalarına bağlı yoğun sancı hissi,
  • Bebeğin doğum kanalından çıkışı sırasında oluşan yanma ve gerilme hissi,
  • Vajinal kesi (epizyotomi) yapılması halinde oluşabilecek ağrı,
    büyük ölçüde ortadan kalkar veya tolere edilebilir düzeye iner.

Sezaryen ameliyatlarında epidural anestezi kullanıldığında da benzer mekanizma geçerlidir. Anne adayı karın bölgesinde yapılan kesiyi, doku hareketlerini ve cerrahi işlemi ağrı olarak hissetmez; sadece hafif çekilme, baskı veya dokunma hissi algılayabilir. Böylece hem normal doğumda hem de sezaryen doğumda, anne adayı bilinci açık bir şekilde sürece eşlik ederken ağrıdan büyük ölçüde korunmuş olur.

Epidural Normal Doğum ile Epidural Sezaryenin Farkı Nedir?

Epidural anestezinin teknik olarak uygulanış şekli, normal doğumda da sezaryende de aynıdır. Her iki durumda da bel bölgesine epidural kateter yerleştirilir ve ilaç bu kateter üzerinden verilir. Fark, esas olarak uygulamanın zamanı ve kullanım amacı ile ilgilidir.

  • Epidural normal doğumda:
    Epidural anestezi, doğum eylemi aktif faza geçtiğinde uygulanır. Yani rahim kasılmalarının düzenli hale geldiği, rahim ağzı açıklığının belirli bir seviyeye (genellikle birkaç santimetre) ulaştığı ve annenin sancıları yoğun hissetmeye başladığı dönemde epidural başlatılır. Amaç, doğumun doğal ilerleyişini bozmadan, bu aşamadan itibaren ağrıyı azaltmak ve süreci konforlu hale getirmektir.
  • Epidural sezaryende:
    Sezaryen operasyonu planlandığında, epidural anestezi ameliyata başlamadan hemen önce uygulanır. Uygun dozda ilaç verildikten sonra belden aşağı bölgedeki ağrı duyusu kısa sürede kontrol altına alınır ve cerrahi işleme geçilir. Burada amaç, ameliyat boyunca ağrısız, ancak bilinci açık bir doğum deneyimi sunmaktır.

Epidural Doğum ile İlgili Sıkça Sorulan Sorular

Epidural doğum (prenses doğum) hakkında anne adaylarının aklında pek çok soru bulunması son derece doğaldır. Aşağıda, epidural anestezi ile doğum sürecine dair en sık sorulan soruları ve merak edilen noktaları, anlaşılır ve güven verici bir dille soru–cevap şeklinde derledik. Bu bölüm, karar sürecinizi kolaylaştırmayı amaçlamakla birlikte, nihai değerlendirme ve yönlendirme için mutlaka doktorunuzla birebir görüşmeniz önerilir.

1. Epidural doğum tamamen ağrısız mıdır?

Epidural doğumun temel amacı, doğum sancılarını çok belirgin şekilde azaltmak ve süreci konforlu hale getirmektir. Çoğu anne adayı ağrıyı ya hiç hissetmez ya da sadece baskı ve gerilme şeklinde hafif düzeyde algılar. Ancak her bünyenin ilaca verdiği yanıt aynı olmadığından, çok hafif bir rahatsızlık hissi veya kısmi ağrı bazı durumlarda devam edebilir. Yine de, klasik normal doğuma kıyasla ağrı seviyesi çok daha düşüktür.

2. Epidural anestezi bebeğe zarar verir mi?

Epidural anestezi, bölgesel bir anestezi yöntemidir; ilaçlar omurilik çevresindeki epidural aralığa verilir ve sistemik dolaşıma çok düşük oranlarda karışır. Bu nedenle bebeğe geçen ilaç miktarı oldukça sınırlıdır. Uygun doz, doğru teknik ve deneyimli bir ekip ile uygulandığında epidural doğum, hem anne hem de bebek açısından güvenli kabul edilen bir yöntemdir. Yine de özel bir durumunuz varsa mutlaka kadın doğum ve anestezi uzmanınızla paylaşmanız gerekir.

3. Epidural doğuma ne zaman karar vermeliyim? Doğum anında isteyebilir miyim?

Epidural doğum kararı ideal olarak gebeliğin ilerleyen haftalarında doktorunuzla birlikte planlanmalıdır. Ancak birçok merkezde, aktif doğum başladıktan sonra da epidural talep etmek mümkündür. Önemli olan, rahim kasılmalarının düzenli hale gelmiş olması ve rahim ağzı açıklığının uygun seviyeye ulaşmış olmasıdır. Çok erken dönemde veya doğuma çok az süre kala epidural anestezi her zaman uygun olmayabilir; bu kararı anestezi ve kadın doğum uzmanı birlikte verir.

4. Epidural anestezinin etkisi ne kadar sürer?

Epidural anestezinin ilk etkileri, ilaç verildikten birkaç dakika sonra hissedilmeye başlanır ve tam etkinin oluşması genellikle 10–15 dakikayı bulur. Doğum süresi, her anne adayında farklı olduğundan, gerek görüldüğünde kateter üzerinden ilave ilaç verilerek etki sürdürülebilir. Böylece doğumun aktif döneminde ve bebeğin çıkış anında ağrı kontrolü sağlanmış olur.

5. Epidural doğum normal doğumu uzatır mı veya sezaryene geçişi artırır mı?

Doğru zamanlama ve uygun doz ile uygulandığında, epidural anestezinin normal doğumu belirgin şekilde olumsuz etkilemesi beklenmez. Bazı çalışmalarda doğum süresinde hafif uzama bildirilse de, annenin rahatlayıp daha kontrollü ıkınabilmesi doğumun etkinliğini artırabilir. Epidural anestezi tek başına sezaryen oranlarını artıran bir faktör değildir; sezaryen kararı genellikle bebeğin ve annenin tıbbi durumu doğrultusunda verilir.

6. Epidural anestezi sonrası belimde kalıcı ağrı olur mu?

Epidural sonrası geçici bel hassasiyeti veya işlem yapılan bölgede hafif ağrı birkaç gün hissedilebilir; bu genellikle iğne girişine bağlı bir rahatsızlıktır ve kısa sürede geçer. Kalıcı bel ağrısı ise çoğu zaman epiduralden değil, gebelik sürecindeki kilo artışı, duruş bozukluğu ve bel bölgesine binen yükten kaynaklanır. Uzun süren veya şiddetli bel ağrısı için mutlaka doktorunuza başvurmanız gerekir.

7. Epidural doğum yaparken hareket edebilir miyim?

Epidural anestezi sonrası belden aşağı bölgede uyuşukluk ve güçsüzlük oluşacağı için kontrolsüz şekilde ayağa kalkmak güvenli değildir. Ancak yatakta pozisyon değiştirmenize genellikle izin verilir ve sağlık ekibi bu süreçte size yardımcı olur. Bazı merkezlerde, düşük doz epidural protokolleri ile sınırlı hareket kabiliyeti korunabilir; bu, kullanılan teknik ve ilaç dozuna göre değişir.

8. Epidural doğumdan sonra ne zaman yürüyebilirim?

Epidural anestezinin etkisi ilacın dozuna ve süresine bağlı olarak birkaç saat içinde azalmaya başlar. Uyuşukluk hissi çözüldüğünde ve bacak kaslarınız yeniden güç kazandığında, genellikle doktor ve hemşire kontrolünde ayağa kalkmanıza izin verilir. Bu süre çoğu anne adayında doğumdan sonraki ilk saatler içinde gerçekleşir.

9. Daha önce bel fıtığı veya bel ameliyatı geçirdim, epidural doğum yapabilir miyim?

Bel fıtığı, daha önce geçirilmiş bel ameliyatları veya omurga ile ilgili diğer sorunlar, epidural anesteziyi tamamen imkânsız kılmayabilir ancak mutlaka titizlikle değerlendirilmesi gerekir. Bu tür durumlarda anestezi uzmanı, önceki raporlarınızı ve mevcut bulgularınızı inceleyerek riskleri değerlendirir. Uygun görülmezse farklı anestezi ve doğum planları gündeme gelebilir. Bu nedenle gebelik takibinizin erken döneminde bu bilgileri doktorunuzla paylaşmanız önemlidir.

10. Epidural doğum için özel bir hazırlık veya açlık süresi gerekir mi?

Planlı sezaryenlerde epidural anestezi uygulanacaksa, genellikle belirli bir süre aç kalmanız istenir; bu süre, hastanenin protokollerine göre değişir. Normal doğumda epidural planlanıyorsa, doğuma yakın dönemdeki beslenme ve sıvı alımı da yine doktorunuzun ve anestezi ekibinin önerileri doğrultusunda düzenlenir. Kullandığınız ilaçlar, kronik hastalıklarınız ve kan sulandırıcı ilaç kullanımı gibi faktörler de anestezi planlamasında mutlaka göz önünde bulundurulur.

Prenses doğum (epidural doğum), doğru hasta seçimi ve deneyimli bir ekip eşliğinde uygulandığında, anne adayına hem güvenli hem de son derece konforlu bir doğum süreci sunan modern bir yöntemdir. Doğum ağrısını büyük ölçüde azaltması, annenin sürece aktif olarak katılabilmesi ve bebeğiyle ilk temasını ağrısız bir şekilde yaşayabilmesi açısından önemli avantajlar sağlar.

Siz de epidural doğumun sizin için uygun olup olmadığını öğrenmek, doğum planınızı bilimsel veriler ışığında kişiselleştirmek ve gebelik sürecinizi uzman desteğiyle yönetmek istiyorsanız, İstanbul’da hizmet veren Op. Dr. İrem Yengel ile iletişime geçerek detaylı değerlendirme ve randevu talep edebilirsiniz. Daha fazla yazımızı okumak istiyorsanız ‘buraya’ tıklayın.

    Randevu Talep Et





    Doktor İrem Yengel’den online randevu almak için doktor takvimi web sitesini kullanabilirsiniz.

    Doktor İrem Yengel

    Merhaba, ben Op. Dr. Irem Yengel. Kadın Hastalıkları ve Doğum uzmanıyım.Genital estetik( Labioplasti , Vajinoplasti , Hymenoplasti, g-Shot, o-shot ), kürtaj , kızlık zarı , gebelik takibi ve doğum, genital lazer uygulamaları ve tüp bebek alanında oldukça fazla deneyimin mevcut, kliniğimde tüm jinekolojik işlemlerden , gebelik takibi ve doğuma kadar geniş bir alanda hizmet sunmaktayım.

    İlgili Makaleler

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

    Başa dön tuşu