Kolposkopi Nedir?

Kolposkopi, rahim ağzı (serviks), vajina ve vulva bölgesindeki kanserli veya kanser öncesi doku değişikliklerini ayrıntılı olarak incelemeye imkân veren, girişimsel olmayan (invaziv olmayan) bir tanı yöntemidir. Özellikle sonucu normal çıkmayan smear testi veya yüksek riskli HPV pozitifliği saptanan hastalarda, serviksin vajinadan rahme açılan bölgesinin özel bir optik sistemle büyütülerek değerlendirilmesini sağlar. İlk kez 1900’lü yılların başında kullanılmaya başlanan kolposkopi, günümüzde rahim ağzı kanseri ve öncü lezyonlarının erken tanısında modern jinekolojinin temel başvuru yöntemlerinden biri haline gelmiştir.
Uzm. Dr. İrem Yengel’in klinik pratiğinde de yaygın olarak kullandığı kolposkopi sayesinde, çıplak gözle fark edilemeyen anormallikler detaylı biçimde görüntülenebilir, gerekli görülen alanlardan biyopsi alınarak tanı süreci netleştirilebilir. Bu yazıda, kolposkopinin ne olduğu, hangi durumlarda tercih edildiği, işlem öncesi ve sonrasında hastaları nelerin beklediği gibi merak edilen tüm başlıkları adım adım ele alacağız.
Detaylı bilgi için Op. Dr. İrem Yengel ile iletişime geçebilirsiniz.
Kolposkopi Nedir ?
Kolposkopi nedir sorusunun yanıtı, temel olarak rahim ağzı (serviks), vajina ve vulva dokularının kolposkop adı verilen, ışıklı ve 6–40 kata kadar büyütme özelliği olan özel bir cihazla detaylı biçimde incelenmesidir. İşlem sırasında rahim ağzının net bir şekilde görüntülenebilmesi için vajinaya spekulum adı verilen alet yerleştirilerek bölgenin hafifçe açılması sağlanır. Özellikle serviksle ilgili taramalarda smear testinde anormallik saptandığında veya HPV virüsünün rahim ağzı hücrelerinde değişikliklere yol açtığı şüphesi olduğunda, kolposkopi ile bu alanlar daha ayrıntılı olarak değerlendirilir.
Klinik ortamda uygulanan bu yöntemde kullanılan kolposkop, yapısı itibarıyla dürbüne benzeyen, ışıklı ve büyütmeli bir optik sistemdir. Normal jinekolojik muayenede çıplak gözle değerlendirilen rahim ağzı ve vajina, kolposkopi sayesinde büyütülmüş ve aydınlatılmış şekilde görülebilir; böylece başta rahim ağzı kanseri ve kanser öncüsü lezyonlar olmak üzere, pek çok anormal doku değişikliği daha erken evrede tespit edilebilir.
Kolposkopi işlemi sırasında hekim, serviks ve çevre dokuları ayrıntılı biçimde inceler ve şüpheli bir alan tespit ederse, aynı seansta kolposkopik biyopsi alabilir. Bu sayede hem görsel inceleme yapılır hem de gerek görülen bölgelerden doku örneği alınarak patolojik değerlendirme ile tanı süreci netleştirilir.

Kolposkopi Hangi Hastalıklarda Yapılır?
Kolposkopi, özellikle rahim ağzı kanseri (serviks kanseri) ve kanser öncesi hücresel değişikliklerin erken dönemde saptanmasında kullanılan önemli bir tanı yöntemidir. Klinik belirti vermeyen, ancak smear testinde anormallik saptanan veya HPV testinde özellikle yüksek riskli tipler olan HPV 16 ve HPV 18 pozitif çıkan hastalarda, rahim ağzının detaylı olarak değerlendirilmesi için kolposkopi tercih edilir. Rahim ağzı kanseri genellikle yavaş ilerleyen bir kanser olduğundan, jinekolojik muayenede fark edilen küçük değişiklikler kolposkopi ile büyütülerek çok daha net değerlendirilebilir.
Serviks kanserinin erken teşhisindeki kritik rolüne ek olarak kolposkopi, yalnızca rahim ağzı ile sınırlı kalmaz; vajina ve vulva bölgelerindeki prekanseröz (kanser öncesi) lezyonların ve şüpheli alanların incelenmesinde de kullanılır. Böylece hem tanı koyma hem de mevcut lezyonların takibi açısından güvenilir ve yol gösterici bir yöntem olarak öne çıkar. Detaylı bilgi için buraya tıklayarak bilgi alabilirsiniz.
Kolposkopi neden yapılır?
Kolposkopi aşağıdaki durumlarda tanı ve değerlendirme amacıyla uygulanabilir:
- Rahim ağzı kanserinin ve kanser öncesi servikal lezyonların teşhisinde,
- Vulva bölgesinde görülen şüpheli lezyonların ayrıntılı olarak değerlendirilmesinde,
- Kadının dış genital bölgesi olan vulvada gözle fark edilen prekanseröz değişikliklerin tanısında,
- Vulvada uzun süredir devam eden, nedeni netleşmeyen kaşıntı şikâyetlerinin altında yatan yapısal değişikliklerin araştırılmasında,
- Serviks dokusunda henüz kanser gelişmemiş ancak ileride kanserleşme potansiyeli taşıyan hücresel değişikliklerin tespitinde,
- Vajina dokusunda prekanseröz kabul edilen, kanser gelişme riski bulunan lezyonların değerlendirilmesinde kolposkopi yöntemi kullanılır.
Bunlara ek olarak kolposkopi;
- Gerekli görülen olgularda gebelik döneminde de, anne ve bebek güvenliği gözetilerek,
- İnfertilite (kısırlık) araştırmalarında, altta yatan servikal veya vajinal patolojilerin ortaya konulması amacıyla,
- Serviks üzerinde cerrahi bir girişim planlanmadan önce, operasyon bölgesinin sınırlarının ve lezyonların daha net belirlenmesi için de uygulanabilir.
Bu yönleriyle kolposkopi, kadın sağlığında erken tanı, risk analizi ve tedavi planlamasında hekimlerin sık başvurduğu, güvenilir ve tamamlayıcı bir tanı aracıdır.
Kolposkopi Hazırlık Süreci Nasıldır?
Kolposkopi öncesi hazırlık süreci, hem işlemin konforlu geçmesi hem de rahim ağzının en net şekilde değerlendirilebilmesi açısından büyük önem taşır. Kolposkopi, temelde ağrısız ve düşük riskli bir tanı yöntemidir; ancak özellikle ilk kez uygulanacaksa, pek çok kadın için kaygı verici olabilir. Bu nedenle, kolposkopi öncesinde sürecin nasıl işleyeceğini bilmek, hastanın kendini daha güvende ve rahat hissetmesine yardımcı olur.
Kolposkopi hazırlığında dikkat edilmesi gereken başlıca noktalar şunlardır:
- Adet döneminde planlanmamalıdır: Rahim ağzının net ve temiz bir şekilde görülebilmesi için kolposkopi genellikle adet kanamasının olmadığı bir güne randevu edilir.
- 1–2 gün öncesinde cinsel ilişkiye girilmemelidir: Vajinal bölgedeki salgılar ve mekanik etkiler görüntü kalitesini bozabileceği için, işlemden bir iki gün önce cinsel ilişkiden kaçınılması önerilir.
- Tampon kullanılmamalıdır: Kolposkopiden önceki 24–48 saatlik süreçte tampon kullanımı bırakılmalı, gerekiyorsa sadece ped tercih edilmelidir.
- Vajinal ilaçlar bırakılmalıdır: İşlemden önceki iki gün boyunca vajinal krem, fitil veya benzeri ilaçlar kullanılmamalı; bu tür ürünler mukozayı kaplayarak değerlendirmeyi zorlaştırabilir.
- Vajinal duş yapılmamalıdır: Vajinanın içini yıkamaya yönelik uygulamalar, hem florayı bozabileceği hem de hücresel görünümü değiştirebileceği için kolposkopi öncesinde önerilmez.
- Gerekirse basit ağrı kesici alınabilir: Hekimin uygun görmesi halinde, işlem öncesi basit bir ağrı kesici kullanılması kişiyi psikolojik olarak da rahatlatabilir.
- Kaygıyı azaltmaya yönelik aktiviteler yapılabilir: Kolposkopi öncesinde hafif egzersiz, nefes çalışmaları, meditasyon, yürüyüş yapmak veya yakın bir arkadaşla vakit geçirmek rahatlamayı destekleyebilir. İşlem sırasında hekiminiz izin veriyorsa, sakinleştirici müzik dinlemek de endişeyi azaltmaya katkı sağlayabilir.
Doğru hazırlık ve süreç hakkında detaylı bilgilendirme ile kolposkopi, çoğu hasta için kısa sürede tamamlanan, tolere edilebilir ve güvenli bir tanı yöntemi haline gelir.
Kolposkopi Nasıl Yapılır?
Kolposkopi, genellikle ayaktan, klinik ortamda gerçekleştirilen ve çoğu zaman kısa sürede tamamlanan bir işlemdir. Kolposkopi nasıl yapılır sorusunun yanıtı, adım adım şu şekilde özetlenebilir:
- Hasta pozisyonu: İşlem öncesinde hasta, jinekolojik muayene veya smear testi sırasında olduğu gibi sırt üstü yatar pozisyona alınır ve ayaklar muayene masasında yer alan bacak desteklerine yerleştirilir.
- Spekulum yerleştirilmesi: Rahim ağzının (serviks) net bir şekilde görülebilmesi için vajinaya “spekulum” adı verilen ve vajina duvarlarını hafifçe açan alet yerleştirilir. Bu sayede serviks doğrudan görüntülenebilir hâle gelir.
- Serviksin özel solüsyonla hazırlanması: Dokuların daha belirgin ve net görülebilmesi amacıyla rahim ağzına özel bir solüsyon (örneğin asetik asit veya iyot solüsyonu) uygulanır. Bu işlem, anormal hücrelerin ve şüpheli alanların daha kolay seçilmesine yardımcı olur. Bazı hastalar bu aşamada hafif yanma veya batma hissi tarif edebilir.
- Kolposkop cihazının konumlandırılması: Kolposkop adı verilen, ışıklı ve büyütme özellikli optik cihaz vajina girişinin birkaç santimetre önüne yerleştirilir. Kolposkop, hastaya temas etmez ve vajinanın içine sokulmaz; yalnızca dışarıdan görüntüleme yapar.
- Büyütülmüş görüntü ile inceleme: Kolposkop dokuları 6–40 kata kadar büyüterek rahim ağzı, vajina ve vulva bölgesinin detaylı şekilde değerlendirilmesini sağlar. Işıklı sistem sayesinde normal ve anormal alanlar daha kolay ayırt edilir.
- Gerektiğinde biyopsi alınması: İnceleme sırasında şüpheli bir lezyon tespit edilirse, aynı seansta kolposkopik biyopsi uygulanabilir. Bu işlemle, ilgili bölgeden küçük doku örnekleri alınarak patoloji laboratuvarına gönderilir ve kesin tanı konulması sağlanır.
Doğru teknikle uygulanan kolposkopi, çoğu hasta için tolere edilebilir düzeyde rahatsızlık veren, güvenli ve etkili bir tanı yöntemidir. Özellikle rahim ağzı kanseri ve kanser öncesi lezyonların erken dönemde saptanmasında önemli bir rol oynar.
Kolposkopi Sonrası Nelere Dikkat Edilmelidir?
Kolposkopi sonrası dönem, genellikle hastalar açısından rahat geçirilen bir süreçtir. Kolposkopi sırasında sadece görüntüleme yapılmış ve biyopsi alınmamışsa, çoğu zaman günlük yaşama dönüşte herhangi bir kısıtlama gerekmez. İşlemden sonraki birkaç gün boyunca hafif lekelenme tarzında kanama veya hafif vajinal akıntı görülebilir; bu durum çoğunlukla normal kabul edilir ve kısa sürede kendiliğinden düzelir. Detaylı bilgi için buraya tıklayarak bilgi alabilirsiniz.
Kolposkopi ile birlikte kolposkopik biyopsi de uygulanmışsa, iyileşme sürecini desteklemek ve enfeksiyon riskini azaltmak için bazı noktalara dikkat edilmesi önemlidir:
- Duş ve banyo: Biyopsi sonrası genel olarak duş almakta sakınca yoktur. Özellikle ayakta duş şeklinde banyo tercih edilmesi önerilir. Küvete oturup uzun süreli sıcak su banyosundan kaçınılması, enfeksiyon riskini azaltmaya yardımcı olabilir.
- Cinsel ilişki: Serviks bölgesinde biyopsi alanının iyileşmesine fırsat vermek için bir süre cinsel ilişkiden uzak durulması gerekir. Bu sürenin ne kadar olacağı, alınan biyopsinin kapsamına ve hekiminizin önerisine göre değişir; genellikle hekimin belirttiği süreye harfiyen uyulması önemlidir.
- İlaç kullanımı: Düzenli kullanılan ilaçlar, kolposkopi ve biyopsi sonrası genellikle kesilmez; ancak kan sulandırıcı veya benzeri özel ilaçlar söz konusuysa mutlaka doktora danışılmalıdır. Hekiminiz, gerek görürse ilaç dozunu geçici olarak düzenleyebilir.
Herhangi bir aşamada yoğun kanama, şiddetli kramp tarzı ağrı, kötü kokulu akıntı veya ateş gibi beklenmeyen belirtiler gelişirse, zaman kaybetmeden işlem yapılan merkeze veya takip eden hekime başvurulmalıdır. Bu sayede kolposkopi sonrası süreç güvenli ve kontrollü şekilde yönetilebilir.
Kolposkopi ve Kolposkopik Biyopsi Riskleri Nelerdir?
Kolposkopi, genel olarak son derece güvenli, düşük riskli ve tekrarlanabilir bir tanı yöntemidir. İşlem sırasında yalnızca rahim ağzı, vajina ve vulva dokuları büyütülerek görüntülendiği için, tek başına kolposkopi yapılması durumunda ciddi bir yan etki beklenmez. Bu nedenle kolposkopi, gerekli görüldüğünde aynı hastaya birden fazla kez uygulanabilen güvenilir bir değerlendirme yöntemidir.
Kolposkopi ile birlikte kolposkopik biyopsi yapıldığında ise, her cerrahi girişimde olduğu gibi çok düşük de olsa bazı riskler söz konusu olabilir. Nadiren görülen bu riskler şunlardır:
- Hafif veya orta düzeyde kanama,
- İşlem bölgesinde veya genital alanda enfeksiyon gelişmesi,
- Yüksek ateş, titreme veya genel durumda bozulma,
- Vajinadan gelen, ağır, sarı renkli veya kötü kokulu akıntı,
- Karnın alt kısmında, özellikle biyopsi alınan tarafta hissedilen ağrı veya kramp.
Bu belirtiler her hastada ortaya çıkmaz; çoğu kişi kolposkopi ve kolposkopik biyopsi sonrasında ciddi bir sorun yaşamadan süreci tamamlar. Ancak işlemden sonra yukarıdaki şikâyetlerden biri belirgin ve sürekli hale gelirse, hekime başvurulması ve gerekirse ek değerlendirme yapılması önemlidir. Bu sayede olası komplikasyonlar erken dönemde kontrol altına alınabilir.
Kolposkopi Sonuçları Nasıl Yorumlanır?
Kolposkopi sonuçlarının temel amacı, rahim ağzı kanserini çok erken evrede tespit etmek ve kanser gelişme riski taşıyan lezyonları belirleyerek rahim ağzı kanserini henüz oluşmadan önlemektir. Kolposkopi sırasında rahim ağzı, vajina ve vulva detaylı olarak incelenir; eğer anormal bir hücre görünümü saptanmazsa, genellikle ek bir işleme veya tedaviye ihtiyaç duyulmaz ve hasta rutin kontrollerine devam eder.
Kolposkopi sırasında anormal alanlar görülürse, bu bölgelerden kolposkopik biyopsi alınarak patolojiye gönderilir. Biyopsi sonucunda anormal hücre saptanmayan hastalarda da ek bir müdahale gerekmez; hekim, uygun gördüğü periyotlarda takip önerebilir. Buna karşılık, patoloji raporunda farklı derecelerde hücre anomalileri (prekanseröz değişiklikler) tespit edilen hastalarda, durumun derecesine göre yakın takip veya tedavi planlaması gündeme gelir.
Kolposkopi biyopsisi sonrası olası sonuçlar ve tedavi seçenekleri
Kolposkopi biyopsisi sonucunda rahim ağzı, vajina veya vulvada kanser öncesi hücreler saptanması halinde çeşitli tedavi seçenekleri devreye girebilir:
- Düşük riskli lezyonlar: Düşük dereceli hücresel değişikliklerde çoğu zaman öncelik düzenli takip ve belirli aralıklarla smear/HPV kontrollerinin yapılmasıdır. Amaç, lezyonların ilerleyip ilerlemediğini yakından izlemektir.
- Yüksek riskli lezyonlar: Yüksek dereceli prekanseröz lezyonlarda ise anormal hücreleri ortadan kaldırmaya yönelik tedaviler gündeme gelebilir. Bu durumda konizasyon veya kriyoterapi gibi yöntemler hekim tarafından değerlendirilebilir.
Bu tedavilerde temel hedef, kanser gelişme riski taşıyan hücrelerin bulunduğu alanı güvenli sınırlar içinde çıkararak sağlıklı dokuyu korumaktır. Detaylı bilgi için buraya tıklayarak bilgi alabilirsiniz.
Konizasyon ve kriyoterapi yöntemleri
Konizasyon, rahim ağzından koni şeklinde doku çıkarılması işlemidir ve iki şekilde uygulanabilir:
- Sıcak konizasyon (LEEP): “Loop Electrosurgical Excision Procedure” olarak da adlandırılan bu yöntemde anormal hücrelerin bulunduğu bölge, elektrik akımı verilen ince bir tel halka yardımıyla kesilerek çıkarılır.
- Soğuk konizasyon: Bu teknikte ise bistüri kullanılarak şüpheli alan cerrahi olarak çıkarılır. Özellikle daha geniş veya sınırları net belirlenmesi gereken lezyonlarda tercih edilebilir.
Kriyoterapi uygulamasında ise, anormal hücrelerin sıvı nitrojen gibi çok düşük ısıdaki maddelerle dondurularak yok edilmesi amaçlanır. Bu işlemle patolojik dokular tahrip edilirken sağlıklı dokunun mümkün olduğunca korunması hedeflenir.
Rahim ağzı kanseri saptanırsa
Kolposkopi ve biyopsi sonucunda nadiren de olsa rahim ağzı kanseri teşhisi konulabilir. Böyle bir durumda genellikle cerrahi tedavi (ameliyat) gündeme gelir. Ameliyatın kapsamı;
- Hastanın yaşı,
- Gelecekte çocuk sahibi olma isteği,
- Tümörün evresi ve büyüklüğü
gibi faktörler göz önünde bulundurularak belirlenir. Bazı hastalarda rahmin tamamen alınması gerekebilirken, uygun vakalarda doğurganlığı koruyucu yaklaşımlar da değerlendirilebilir.
Önemle vurgulanması gereken nokta; kolposkopi sonucunda doğrudan rahim ağzı kanseri tanısının konmasının nispeten nadir olduğu, çoğu hastada ise prekanseröz değişikliklerin zamanında tespit edilerek uygun takip ve tedavi ile kanser gelişiminin önlenebildiğidir. Bu nedenle kolposkopi, kadın sağlığında erken tanı ve koruyucu yaklaşım açısından son derece kıymetli bir yöntemdir.
Kolposkopi ile İlgili Sıkça Sorulan Sorular
Kolposkopi, pek çok kadının karşılaştığı ancak çoğu zaman detayları tam olarak bilinmeyen bir tanı yöntemidir. Özellikle smear testinde anormallik, HPV pozitifliği veya serviks dokusunda şüpheli değişiklikler saptandığında devreye giren bu yöntem, erken teşhis açısından hayati bir rol oynar. Bu nedenle, hastaların kolposkopi sürecine dair en çok merak ettiği soruların cevaplanması büyük önem taşır.
Aşağıdaki Sıkça Sorulan Sorular bölümü, kolposkopi hakkında kafanızdaki tüm soru işaretlerini gidermek ve süreci daha iyi anlamanızı sağlamak için hazırlanmıştır. Daha kapsamlı bir değerlendirme, doğru tanı ve kişiye özel bir yaklaşım için Uzm. Dr. İrem Yengel ile görüşmeniz en doğru adım olacaktır. Detaylı bilgi için buraya tıklayarak bilgi alabilirsiniz.
Kolposkopi ne için yapılır?
Kolposkopi, rahim ağzı (serviks), vajina ve vulva dokularındaki anormal hücreleri değerlendirmek için kullanılan bir görüntüleme yöntemidir. Smear testinde anormallik, HPV pozitifliği veya şüpheli lezyon varlığında daha ayrıntılı inceleme yapılmasını sağlar.
Kolposkopik biyopsi nasıl yapılır?
Kolposkopi sırasında hekim şüpheli bir bölge görürse, ince bir biyopsi pensi ile o alandan küçük bir doku örneği alır. Gerektiğinde birden fazla bölgeden biyopsi yapılabilir. Alınan örnekler patolojiye gönderilerek kesin tanı elde edilir.
Kolposkopi işlemi ne kadar sürer?
Kolposkopi ortalama 5–15 dakika içinde tamamlanan kısa bir işlemdir. Biyopsi alınacaksa süre birkaç dakika daha uzayabilir.
Kolposkopi acı verir mi?
Kolposkopi, vajinaya herhangi bir alet sokulmadığı için genellikle ağrısızdır. Sadece spekulumun oluşturduğu hafif baskı hissi olabilir. Serviks üzerine uygulanan solüsyonlar batma veya yanma hissi yaratabilir. Biyopsi alınması durumunda kısa süreli kramp hissi yaşanabilir.
Kolposkopi sonrası kanama olur mu?
Sadece kolposkopi yapıldıysa kanama beklenmez. Ancak biyopsi alındığında hafif lekelenme veya çok az kanama görülebilir. Genellikle kısa sürede kendiliğinden durur.
Kolposkopi sonrası akıntı olur mu?
Evet, serviksi belirginleştirmek için kullanılan solüsyonlar ve biyopsi sonrası iyileşme dokusu hafif bir akıntıya yol açabilir. Kötü kokulu, yoğun ve sarı akıntı oluşursa doktora başvurmak gerekir.
Kolposkopi sonucu hemen çıkar mı?
Görüntüleme sonucunda hekim anında genel değerlendirmeyi paylaşabilir. Ancak biyopsi alındıysa patoloji sonuçları genellikle birkaç gün ile 1 hafta arasında çıkar.
Kolposkopi hamileyken yapılır mı?
Kolposkopi gebelikte uygulanabilen güvenli bir işlemdir. Ancak biyopsi yalnızca kanser şüphesi olan durumlarda yapılır. Hamilelerde rahim kanalı kazınmaz ve inceleme daha dikkatli bir protokolle yürütülür.
Kolposkopide anestezi yapılır mı?
Rutin kolposkopide anestezi uygulanmaz. Vajina veya vulvanın alt kısmından biyopsi alınacaksa lokal anestezi kullanılabilir.
Kolposkopi sonrası adet gecikmesi olur mu?
Nadir olmakla birlikte bazı kadınlarda işlem sonrası hafif adet gecikmesi görülebilir. Genellikle geçicidir.
Kolposkopi sonrası cinsel ilişki nasıl olmalıdır?
Sadece kolposkopi yapıldıysa ilişkiye ara vermek gerekmez. Biyopsi alınmışsa, dokunun iyileşmesi için 2–3 gün cinsel ilişkiden uzak durmak önerilir.
Kolposkopi sonrası kasık ağrısı olur mu?
Normal kolposkopide kasık ağrısı beklenmez. Biyopsi sonrası hafif kramp tarzında ağrı görülebilir ve genellikle kısa sürede geçer.
Kolposkopi gebe kalmayı etkiler mi?
Hayır. Kolposkopi ve küçük çaplı biyopsiler doğurganlığı etkilemez. Alınan doku örnekleri çok küçüktür ve rahim ağzına zarar vermez.
Kolposkopiyi hangi bölüm yapar?
Kolposkopi işlemi, Kadın Hastalıkları ve Doğum (Jinekoloji) uzmanları tarafından uygulanır.
Kolposkopi fiyatı ne kadar?
Kolposkopi fiyatı; işlemin yapılacağı kurum, doktorun uzmanlığı ve biyopsi yapılıp yapılmamasına göre değişir. Kesin ücret bilgisi için ilgili merkeze başvurulmalıdır.
LEEP nedir?
LEEP (Loop Electrosurgical Excision Procedure), kolposkopi biyopsi sonuçlarında yüksek dereceli lezyon görülen hastalarda rahim ağzındaki anormal dokunun elektrik akımıyla kesilerek çıkarılması işlemidir. Hem tedavi hem de tanı amacı taşır.
Kolposkopi sonrası nelere dikkat edilmelidir?
Biyopsi yapılmadıysa özel bir kısıtlama yoktur. Biyopsi sonrası hafif kanama olabileceği için tampon kullanılmamalı, havuza girilmemeli ve birkaç gün ilişkiye ara verilmelidir.
Kolposkopi sırasında biyopsi alınması şart mıdır?
Hayır. Biyopsi sadece şüpheli bir lezyon görüldüğünde alınır. Normal görünen bir servikste biyopsiye gerek duyulmaz.
Kolposkopi ile smear testi arasındaki fark nedir?
Smear testi hücresel tarama yöntemidir; erken değişiklikleri tespit eder. Kolposkopi ise bu değişikliklerin kaynağını büyütülmüş görüntü altında değerlendiren ileri bir inceleme yöntemidir.
Kolposkopi kanser teşhisi koyar mı?
Kolposkopi tek başına kanser tanısı koymaz, ancak kanser şüphesi olan bölgeleri belirler. Kesin tanı yalnızca biyopsi ile konulur.
Kolposkopi sonrası spor yapılabilir mi?
Biyopsi yapılmadıysa spor yapılabilir. Biyopsi alındıysa 1–2 gün ağır egzersizden kaçınılması önerilir.
Kolposkopi sonrası tampon kullanılabilir mi?
Tampon, biyopsi bölgesinde irritasyona yol açabileceği için 3–5 gün kullanılmamalıdır. Ped tercih edilmelidir.
Kolposkopi enfeksiyona neden olur mu?
Nadir durumlarda biyopsi sonrası enfeksiyon gelişebilir. Ateş, kötü kokulu akıntı veya artan ağrı varsa doktora başvurulmalıdır.
Kolposkopi herkese yapılır mı?
Hayır. Kolposkopi, smear testinde anormallik, HPV pozitifliği veya klinik şüphe durumunda yapılır; tarama testi değildir.
Siz de kolposkopi işleminin sizin için gerekli olup olmadığını öğrenmek, smear veya HPV sonuçlarınızı uzman bir bakış açısıyla değerlendirtmek ve kadın sağlığı takibinizi bilimsel veriler ışığında güvenle planlamak istiyorsanız, İstanbul’da hizmet veren Uzm. Dr. İrem Yengel ile iletişime geçerek kapsamlı bir değerlendirme ve randevu talep edebilirsiniz. Kadın sağlığına dair diğer bilgilendirici içeriklerimize ulaşmak için buraya tıklayabilirsiniz.
Doktor İrem Yengel’den online randevu almak için doktor takvimi web sitesini kullanabilirsiniz.



